17. ve 20. Yüzyıllar Arasında Arşiv Belgelerine Yansıyan Antalya Medreseleri
Tarihi ve doğal güzellikleriyle günümüzün cazibe kenti olan Antalya, milattan önceki dönemlerde de "cennet gibi bir belde" şeklinde tasvir edilmiştir. XIII. yüzyıla kadar çeşitli medeniyetlere ve devletlere ev sahipliği yapan bu şehir, Selçuklu Devleti'nin bölgeyi tam olarak ele geçir...
Main Author: | |
---|---|
Format: | Article |
Language: | English |
Published: |
Cumhuriyet University
2019-06-01
|
Series: | Cumhuriyet İlahiyat Dergisi |
Subjects: | |
Online Access: | https://dergipark.org.tr/tr/pub/cuid/issue/43612/520904?publisher=cumhuriyet |
_version_ | 1827361069028343808 |
---|---|
author | Gülşen İstek |
author_facet | Gülşen İstek |
author_sort | Gülşen İstek |
collection | DOAJ |
description | Tarihi ve doğal güzellikleriyle günümüzün cazibe kenti olan Antalya,
milattan önceki dönemlerde de "cennet gibi bir belde" şeklinde tasvir
edilmiştir. XIII. yüzyıla kadar çeşitli medeniyetlere ve devletlere ev
sahipliği yapan bu şehir, Selçuklu Devleti'nin bölgeyi tam olarak ele
geçirmesinden sonra önemli bir liman kenti haline dönüşmüştür. Selçuklular,
hüküm sürdükleri bölgelerde uyguladıkları medeniyet tasavvurunu ve şehirleşme
politikasını Antalya'da da uygulamıştır. Bu dönemde yapılan camiler,
medreseler, mektepler, hanlar, hamamlar, kervansaraylar, imarethaneler ve su
sarnıçları şehrin dokusunu değiştirmiş ve imarını hızlandırmıştır. Osmanlılar
döneminde de söz konusu sosyal müesseselerin bazıları varlığını devam ettirirken
bazıları da faaliyetlerine son vermek zorunda kalmış, ancak bu dönemde de yeni
sosyal müesseselerin yapılmasıyla şehirleşme kaldığı yerden devam etmiştir.
Genellikle cami yanlarına veya bitişiğine yapılan medreseler, bir toplumun
gelişmesinde ve kültürel yapısında önemli etkenlerden biri olmuştur. Antalya'daki medreseler de şehrin eğitim
sistemini ayakta tutan kurumlar olmasına rağmen, söz konusu medreseler üzerine
yapılan çalışmalar genellikle mimari alanda olmuş ve sadece üç-dört medrese
üzerinde ayrıntıya gidilmiştir. Bu nedenle hazırlanan bu çalışmada 17. ve 20.
yüzyıllar arasında arşiv belgelerine yansıyan Antalya medreselerinin (Antalya,
Korkuteli ve Elmalı) işleyiş yapıları, yaşadıkları sorunlar ve medreseler
üzerinde nüfuzu olan kimseler veya da kurumlar ortaya konulmaya çalışılacak ve
böylelikle Antalya medreseleri hakkında daha fazla bilgi sahibi
olunabilecektir. Özet: Sultan I. Alâeddin Keykubat (1219-1236)
döneminde tam anlamıyla Selçuklu hâkimiyetine giren Antalya şehri, Sultan’ın ismine ithafen “Alâiyye” olarak
adlandırılmış ve bu tarihten sonra da Selçuklu Devletinin önemli bir liman
kenti haline gelmiştir. Selçuklu Devleti’nin yıkılması ve Beylikler döneminin
başlaması sürecinde şehir, Hamid-Oğullarının bir kolu olan Teke-Oğullarına geçmiş
ve 1390 yılında Yıldırım Bayezid’in Teke-Oğulları ile mücadelesi neticesinde
Osmanlı hâkimiyetine girmiştir.Antalya şehri hem Selçuklular hem de Osmanlı Devleti döneminde örgün
eğitim kurumlarından biri olan medreselere ev sahipliği yapmıştır. Cami bitişiğine
ya da müstakil bir alanda yaptırılan medreseler, bazen devlet yöneticileri ya
da devlet adamları bazen de hanedan mensupları veya maddi durumu yerinde olan
vatandaşlar tarafından yaptırılmıştır. Antalya’da tek katlı medreseler bina
edildiği gibi çift katlı medreseler de inşa edilmiştir.Başbakanlık Osmanlı Arşivi, meşhur seyyahlar İbn Bibi ve Evliya
Çelebi’nin seyahatnameleri esas alınarak ve Antalya medreseleri üzerine yapılan
eserler araştırılarak yapılan bu çalışma neticesinde Antalya ve Antalya’nın
ilçeleri Korkuteli ve Elmalı’daki medreseler tespit edilmeye çalışılmıştır.
Antalya’da Selçuklulardan kalma medreseler olan İmaret Medresesi, Atabey
Armağan Medresesi ve Karatay Medresesi’nin yanı sıra Osmanlı Devleti döneminde
yaptırılan medreseler de mevcuttur. Nitekim medreselerin en fazla artış
yaşadığı dönem, Osmanlı devleti dönemidir. Herhangi bir sebepten ötürü arşiv
belgelerine yansıyan Antalya medreseleri şunlardır: Hatip Süleyman Mahallesinde
yer alan “Süleyman Medresesi”, Elmalı Mahallesindeki “Hacı Mehmed’in bina
eylediği medrese”, Süleyman Mahallesinde “Hacı Abbaszâde Hacı Süleyman
Medresesi”, Tahtapazarı Kızılsaray Mahallesinde “İsmail Efendi Medresesi”,
Kasab Hac8ı Ahmed Medresesi, Hacı Cafer Ağa Medresesi, Murad Ağa Medresesi,
Esir Hacı Ali Medresesi, Hacı Hasan Medresesi, Keçiyalar Mahallesinde “Hasan
Efendi’nin bina eylediği medrese”, Gediz kasabasının Kadılar Mahallesinde
“Yusuf Efendi’nin bina eylediği medrese”, Cami-i âtik Mahallesinde “Hızır
Efendis’nin bina eylediği medrese”, Murad Paşa Medresesi”, sur dışında yer alan
“Sefer Ağa Medresesi”, “Büyülü Minare Medresesi”, “Hacı Emin Medresesi”,
“Hatuniye Medresesi” ve sur dışındaki Köseler köyünde inşa edilen “Şeyh Sinan
Camii Medresesi” bulunmaktadır. Ayrıca zikredilen bu medreseler haricinde bazı
çalışmalarda Antalya’da; Müsellim Medresesi, Kesik Minare Medresesi, Karakaş
Medresesi, Varsaklı Mehmet Efendi Medresesi, Meydan Medresesi, Sürmeli
Medresesi, Canmülk Medresesi, Ahi Kız Medresesi, Hacı Naim Efendi Medresesi,
Susam Medresesi, Çömlekçi Medresesi, Değirmenönü Medresesi, Ak Mescid
Medresesi, Âşık Doğan Medresesi ve Çukur Medresesi gibi medreselerin de olduğu
belirtilmiştir.Antalya’nın yaylak veya yayla bölgesi olarak kullanılan İstanoz
nahiyesinde ise arşiv belgelerine göre; Pınarbaşı Medresesi, Hızır Efendi
Medresesi, Mustafa Efendi Medresesi, Emir Sinaneddin Medresesi, Hacı Menlü
(Mevlüt) oğlu Ömer Medresesi, Ebu Bekir Ağa Medresesi, Koca Hafız Medresesi,
Hacı Mollaoğlu El-Hac Ömer Medresesi, Şeyh İsmail Efendi Medresesi bulunmaktadır.
Ancak Antalya üzerine çalışmalar yapan Süleyman Fikri Erten medrese sayısının 8
olduğunu ve medreselerin de Kalkanlı Hacı Ahmet Medresesi, Sultan Hatun
Medresesi, Koparanzade Hacı Hüseyin Medresesi, Karabayırlı Hacı Hüseyin
Medresesi, Kaşlı Ali Efendi Medresesi, İlpağı Hacı Hüseyin Medresesi, Şalaka
Ahmet Medresesi, Oyunyeri Medresesi ve Kalkanlı Hacı Ahmet Medresesi, olduğunu
belirtmiştir.Antalya’nın diğer bir ilçesi olan Elmalı’da ise inşa edilen medreseler
şunlardır: Ketenci Ömer Paşa Medresesi, Esbak Mir-i Ahur Hacı Mehmet Bey
Medresesi, Haydar Baba Medresesi, Arifî Ahmed Paşa Medresesi, Hüseyin Efendi
Medresesi, Debbağ Baba Medresesi, Şeyh Ümmi Sinan Medresesi, Babazade Hacı
Abdurrahman Medresesi, Hacı Şeyh Efendi Medresesi, Mustafa Efendi Medresesi,
Hasan Efendi Medresesi, Salih Efendi Medresesi, Halil Efendi Medresesi,
Çankırlı Medresesi, Osman Efendi Medresesi ve Örtekiz Köyü’nde “Mehmet Efendi
Medresesi”. Ayrıca bu medreseler haricinde ismi verilmeyen iki medreseye de
arşiv belgelerinde rastlanılmıştır.Antalya’nın her mahallesinde neredeyse bir medrese yaptırılmış ve
medreseler genellikle banilerin ismiyle adlandırılmıştır. Medreselerde eğitim
ve derecelendirme okutulan derslere, müderrislerin maaşlarına, medreseyi
yaptıran kişinin statüsüne göre derecelenmiş ve medrese öğrencilerine de
belirli oranda burs verilerek eğitimlerine devam etmeleri sağlanmıştır.
Medresede görev yapan müderrisler berat-ı şerif adı verilen bir belge ile
çalışmışlar ve bu belgenin kaybolması durumunda Şeyhülislamlık makamı
tarafından yeni bir berat-ı şerif hazırlanmıştır. Söz konusu belge olmadan
çalışan müderrislerin varlığına da rastlanılmıştır.Müderris atamalarında; vâkıf, mütevelli heyeti, müftü ve şehir naibi
etkili olmuş ve ölüm, terfi ya da el çektirme gibi durumların yanı sıra
müderrisin kendi rızasıyla görevi bırakması sonrasında bu atamalar
gerçekleşmiştir. Atamalar hususunda Antalya’daki medreselerde de sorun yaşanmış
ve bu sorunlar halledilinceye kadar medresenin bağlı bulunduğu vakıf gelirleri
belirli kişilere teslim edilmiştir.Antalya’daki medreselerde ilim tahsiline oldukça önem verilmiş ve ilme
mani olacak her türlü maddi husus hem müderrislere hem de öğrencilere verilen
bağışlarla giderilmeye çalışılmıştır. Ancak buna rağmen medreselerin Antalya’da
yaşanan bazı hadiselere karıştığı görülmektedir. Nitekim 1510-1511 yılında
cereyan eden Şah Kulu İsyanı’na katılanların arasında medrese öğrencilerin de
olduğu ve eğitim-öğretimin bu nedenle uzunca bir müddet aksadığı, devletin bu
isyancıların ayaklanmalarını önleyebilmek için ard ardına bölgede bulunan
kadılara talimat gönderdiği bilinmektedir. Ayrıca bu dönemde bazı medreseler
silahlı suhtelerin ya da onların kılığına girmiş insanların faaliyet merkezi
olarak kullanılmıştır. Antalya’daki medreselerde eğitim-öğretimi aksatan hususlardan biri de
1890 yılında muhacirlerin Antalya’da misafir edilmeye başlanması ve yer
olmadığı için de gelenlerin genelde medreselerde misafir edilmesidir. Bu durum
uzunca bir müddet devam etmiş hatta medrese öğrencilerinin kaldırımda
kaldıklarına dair telgraflar gönderilmiştir. Eğitim-öğretimi aksatan diğer bir önemli husus da; salgın hastalıklardır.
Özellikle çiçek hastalığından dolayı İstanoz nahiyesinde çok fazla insanın
öldüğü, doktorun bulunmadığı ve bölgeye ivedi bir şekilde sağlık personelinin
gitmesi gerektiği bildirilmiştir.
Medreselerde yaşanan her türlü olumsuzluğa rağmen Antalya’daki medreseler
faaliyetlerine devam etmiş ve vakıfların kontrolünde hayatlarını devam
ettirirken 1826 yılında Evkaf Nezareti’nin kurulmasıyla peyderpey bu kuruma
bağlanmıştır. |
first_indexed | 2024-03-08T06:58:35Z |
format | Article |
id | doaj.art-26c1df85aa574b02a7956faa33274ec4 |
institution | Directory Open Access Journal |
issn | 2528-9861 2528-987X |
language | English |
last_indexed | 2024-03-08T06:58:35Z |
publishDate | 2019-06-01 |
publisher | Cumhuriyet University |
record_format | Article |
series | Cumhuriyet İlahiyat Dergisi |
spelling | doaj.art-26c1df85aa574b02a7956faa33274ec42024-02-03T06:22:19ZengCumhuriyet UniversityCumhuriyet İlahiyat Dergisi2528-98612528-987X2019-06-0123110312510.18505/cuid.520904217. ve 20. Yüzyıllar Arasında Arşiv Belgelerine Yansıyan Antalya MedreseleriGülşen İstek0SİİRT ÜNİVERSİTESİTarihi ve doğal güzellikleriyle günümüzün cazibe kenti olan Antalya, milattan önceki dönemlerde de "cennet gibi bir belde" şeklinde tasvir edilmiştir. XIII. yüzyıla kadar çeşitli medeniyetlere ve devletlere ev sahipliği yapan bu şehir, Selçuklu Devleti'nin bölgeyi tam olarak ele geçirmesinden sonra önemli bir liman kenti haline dönüşmüştür. Selçuklular, hüküm sürdükleri bölgelerde uyguladıkları medeniyet tasavvurunu ve şehirleşme politikasını Antalya'da da uygulamıştır. Bu dönemde yapılan camiler, medreseler, mektepler, hanlar, hamamlar, kervansaraylar, imarethaneler ve su sarnıçları şehrin dokusunu değiştirmiş ve imarını hızlandırmıştır. Osmanlılar döneminde de söz konusu sosyal müesseselerin bazıları varlığını devam ettirirken bazıları da faaliyetlerine son vermek zorunda kalmış, ancak bu dönemde de yeni sosyal müesseselerin yapılmasıyla şehirleşme kaldığı yerden devam etmiştir. Genellikle cami yanlarına veya bitişiğine yapılan medreseler, bir toplumun gelişmesinde ve kültürel yapısında önemli etkenlerden biri olmuştur. Antalya'daki medreseler de şehrin eğitim sistemini ayakta tutan kurumlar olmasına rağmen, söz konusu medreseler üzerine yapılan çalışmalar genellikle mimari alanda olmuş ve sadece üç-dört medrese üzerinde ayrıntıya gidilmiştir. Bu nedenle hazırlanan bu çalışmada 17. ve 20. yüzyıllar arasında arşiv belgelerine yansıyan Antalya medreselerinin (Antalya, Korkuteli ve Elmalı) işleyiş yapıları, yaşadıkları sorunlar ve medreseler üzerinde nüfuzu olan kimseler veya da kurumlar ortaya konulmaya çalışılacak ve böylelikle Antalya medreseleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olunabilecektir. Özet: Sultan I. Alâeddin Keykubat (1219-1236) döneminde tam anlamıyla Selçuklu hâkimiyetine giren Antalya şehri, Sultan’ın ismine ithafen “Alâiyye” olarak adlandırılmış ve bu tarihten sonra da Selçuklu Devletinin önemli bir liman kenti haline gelmiştir. Selçuklu Devleti’nin yıkılması ve Beylikler döneminin başlaması sürecinde şehir, Hamid-Oğullarının bir kolu olan Teke-Oğullarına geçmiş ve 1390 yılında Yıldırım Bayezid’in Teke-Oğulları ile mücadelesi neticesinde Osmanlı hâkimiyetine girmiştir.Antalya şehri hem Selçuklular hem de Osmanlı Devleti döneminde örgün eğitim kurumlarından biri olan medreselere ev sahipliği yapmıştır. Cami bitişiğine ya da müstakil bir alanda yaptırılan medreseler, bazen devlet yöneticileri ya da devlet adamları bazen de hanedan mensupları veya maddi durumu yerinde olan vatandaşlar tarafından yaptırılmıştır. Antalya’da tek katlı medreseler bina edildiği gibi çift katlı medreseler de inşa edilmiştir.Başbakanlık Osmanlı Arşivi, meşhur seyyahlar İbn Bibi ve Evliya Çelebi’nin seyahatnameleri esas alınarak ve Antalya medreseleri üzerine yapılan eserler araştırılarak yapılan bu çalışma neticesinde Antalya ve Antalya’nın ilçeleri Korkuteli ve Elmalı’daki medreseler tespit edilmeye çalışılmıştır. Antalya’da Selçuklulardan kalma medreseler olan İmaret Medresesi, Atabey Armağan Medresesi ve Karatay Medresesi’nin yanı sıra Osmanlı Devleti döneminde yaptırılan medreseler de mevcuttur. Nitekim medreselerin en fazla artış yaşadığı dönem, Osmanlı devleti dönemidir. Herhangi bir sebepten ötürü arşiv belgelerine yansıyan Antalya medreseleri şunlardır: Hatip Süleyman Mahallesinde yer alan “Süleyman Medresesi”, Elmalı Mahallesindeki “Hacı Mehmed’in bina eylediği medrese”, Süleyman Mahallesinde “Hacı Abbaszâde Hacı Süleyman Medresesi”, Tahtapazarı Kızılsaray Mahallesinde “İsmail Efendi Medresesi”, Kasab Hac8ı Ahmed Medresesi, Hacı Cafer Ağa Medresesi, Murad Ağa Medresesi, Esir Hacı Ali Medresesi, Hacı Hasan Medresesi, Keçiyalar Mahallesinde “Hasan Efendi’nin bina eylediği medrese”, Gediz kasabasının Kadılar Mahallesinde “Yusuf Efendi’nin bina eylediği medrese”, Cami-i âtik Mahallesinde “Hızır Efendis’nin bina eylediği medrese”, Murad Paşa Medresesi”, sur dışında yer alan “Sefer Ağa Medresesi”, “Büyülü Minare Medresesi”, “Hacı Emin Medresesi”, “Hatuniye Medresesi” ve sur dışındaki Köseler köyünde inşa edilen “Şeyh Sinan Camii Medresesi” bulunmaktadır. Ayrıca zikredilen bu medreseler haricinde bazı çalışmalarda Antalya’da; Müsellim Medresesi, Kesik Minare Medresesi, Karakaş Medresesi, Varsaklı Mehmet Efendi Medresesi, Meydan Medresesi, Sürmeli Medresesi, Canmülk Medresesi, Ahi Kız Medresesi, Hacı Naim Efendi Medresesi, Susam Medresesi, Çömlekçi Medresesi, Değirmenönü Medresesi, Ak Mescid Medresesi, Âşık Doğan Medresesi ve Çukur Medresesi gibi medreselerin de olduğu belirtilmiştir.Antalya’nın yaylak veya yayla bölgesi olarak kullanılan İstanoz nahiyesinde ise arşiv belgelerine göre; Pınarbaşı Medresesi, Hızır Efendi Medresesi, Mustafa Efendi Medresesi, Emir Sinaneddin Medresesi, Hacı Menlü (Mevlüt) oğlu Ömer Medresesi, Ebu Bekir Ağa Medresesi, Koca Hafız Medresesi, Hacı Mollaoğlu El-Hac Ömer Medresesi, Şeyh İsmail Efendi Medresesi bulunmaktadır. Ancak Antalya üzerine çalışmalar yapan Süleyman Fikri Erten medrese sayısının 8 olduğunu ve medreselerin de Kalkanlı Hacı Ahmet Medresesi, Sultan Hatun Medresesi, Koparanzade Hacı Hüseyin Medresesi, Karabayırlı Hacı Hüseyin Medresesi, Kaşlı Ali Efendi Medresesi, İlpağı Hacı Hüseyin Medresesi, Şalaka Ahmet Medresesi, Oyunyeri Medresesi ve Kalkanlı Hacı Ahmet Medresesi, olduğunu belirtmiştir.Antalya’nın diğer bir ilçesi olan Elmalı’da ise inşa edilen medreseler şunlardır: Ketenci Ömer Paşa Medresesi, Esbak Mir-i Ahur Hacı Mehmet Bey Medresesi, Haydar Baba Medresesi, Arifî Ahmed Paşa Medresesi, Hüseyin Efendi Medresesi, Debbağ Baba Medresesi, Şeyh Ümmi Sinan Medresesi, Babazade Hacı Abdurrahman Medresesi, Hacı Şeyh Efendi Medresesi, Mustafa Efendi Medresesi, Hasan Efendi Medresesi, Salih Efendi Medresesi, Halil Efendi Medresesi, Çankırlı Medresesi, Osman Efendi Medresesi ve Örtekiz Köyü’nde “Mehmet Efendi Medresesi”. Ayrıca bu medreseler haricinde ismi verilmeyen iki medreseye de arşiv belgelerinde rastlanılmıştır.Antalya’nın her mahallesinde neredeyse bir medrese yaptırılmış ve medreseler genellikle banilerin ismiyle adlandırılmıştır. Medreselerde eğitim ve derecelendirme okutulan derslere, müderrislerin maaşlarına, medreseyi yaptıran kişinin statüsüne göre derecelenmiş ve medrese öğrencilerine de belirli oranda burs verilerek eğitimlerine devam etmeleri sağlanmıştır. Medresede görev yapan müderrisler berat-ı şerif adı verilen bir belge ile çalışmışlar ve bu belgenin kaybolması durumunda Şeyhülislamlık makamı tarafından yeni bir berat-ı şerif hazırlanmıştır. Söz konusu belge olmadan çalışan müderrislerin varlığına da rastlanılmıştır.Müderris atamalarında; vâkıf, mütevelli heyeti, müftü ve şehir naibi etkili olmuş ve ölüm, terfi ya da el çektirme gibi durumların yanı sıra müderrisin kendi rızasıyla görevi bırakması sonrasında bu atamalar gerçekleşmiştir. Atamalar hususunda Antalya’daki medreselerde de sorun yaşanmış ve bu sorunlar halledilinceye kadar medresenin bağlı bulunduğu vakıf gelirleri belirli kişilere teslim edilmiştir.Antalya’daki medreselerde ilim tahsiline oldukça önem verilmiş ve ilme mani olacak her türlü maddi husus hem müderrislere hem de öğrencilere verilen bağışlarla giderilmeye çalışılmıştır. Ancak buna rağmen medreselerin Antalya’da yaşanan bazı hadiselere karıştığı görülmektedir. Nitekim 1510-1511 yılında cereyan eden Şah Kulu İsyanı’na katılanların arasında medrese öğrencilerin de olduğu ve eğitim-öğretimin bu nedenle uzunca bir müddet aksadığı, devletin bu isyancıların ayaklanmalarını önleyebilmek için ard ardına bölgede bulunan kadılara talimat gönderdiği bilinmektedir. Ayrıca bu dönemde bazı medreseler silahlı suhtelerin ya da onların kılığına girmiş insanların faaliyet merkezi olarak kullanılmıştır. Antalya’daki medreselerde eğitim-öğretimi aksatan hususlardan biri de 1890 yılında muhacirlerin Antalya’da misafir edilmeye başlanması ve yer olmadığı için de gelenlerin genelde medreselerde misafir edilmesidir. Bu durum uzunca bir müddet devam etmiş hatta medrese öğrencilerinin kaldırımda kaldıklarına dair telgraflar gönderilmiştir. Eğitim-öğretimi aksatan diğer bir önemli husus da; salgın hastalıklardır. Özellikle çiçek hastalığından dolayı İstanoz nahiyesinde çok fazla insanın öldüğü, doktorun bulunmadığı ve bölgeye ivedi bir şekilde sağlık personelinin gitmesi gerektiği bildirilmiştir. Medreselerde yaşanan her türlü olumsuzluğa rağmen Antalya’daki medreseler faaliyetlerine devam etmiş ve vakıfların kontrolünde hayatlarını devam ettirirken 1826 yılında Evkaf Nezareti’nin kurulmasıyla peyderpey bu kuruma bağlanmıştır.https://dergipark.org.tr/tr/pub/cuid/issue/43612/520904?publisher=cumhuriyetthe history of islamantalya madrasasthe ottoman archives of the prime minister’s officekorkuteli madrasaselmalı madrasasi̇slam tarihiantalya medreseleribaşbakanlık osmanlı arşivikorkuteli medreselerielmalı medreseleri |
spellingShingle | Gülşen İstek 17. ve 20. Yüzyıllar Arasında Arşiv Belgelerine Yansıyan Antalya Medreseleri Cumhuriyet İlahiyat Dergisi the history of islam antalya madrasas the ottoman archives of the prime minister’s office korkuteli madrasas elmalı madrasas i̇slam tarihi antalya medreseleri başbakanlık osmanlı arşivi korkuteli medreseleri elmalı medreseleri |
title | 17. ve 20. Yüzyıllar Arasında Arşiv Belgelerine Yansıyan Antalya Medreseleri |
title_full | 17. ve 20. Yüzyıllar Arasında Arşiv Belgelerine Yansıyan Antalya Medreseleri |
title_fullStr | 17. ve 20. Yüzyıllar Arasında Arşiv Belgelerine Yansıyan Antalya Medreseleri |
title_full_unstemmed | 17. ve 20. Yüzyıllar Arasında Arşiv Belgelerine Yansıyan Antalya Medreseleri |
title_short | 17. ve 20. Yüzyıllar Arasında Arşiv Belgelerine Yansıyan Antalya Medreseleri |
title_sort | 17 ve 20 yuzyillar arasinda arsiv belgelerine yansiyan antalya medreseleri |
topic | the history of islam antalya madrasas the ottoman archives of the prime minister’s office korkuteli madrasas elmalı madrasas i̇slam tarihi antalya medreseleri başbakanlık osmanlı arşivi korkuteli medreseleri elmalı medreseleri |
url | https://dergipark.org.tr/tr/pub/cuid/issue/43612/520904?publisher=cumhuriyet |
work_keys_str_mv | AT gulsenistek 17ve20yuzyıllararasındaarsivbelgelerineyansıyanantalyamedreseleri |