Summary: | Sosyal hayat içerisinde kişiler arası iletişim yöntemlerine başvurmadan gerçekleştirilecek profesyonel bir iletişim biçimini düşünmek oldukça zordur. İletişim kazalarını engellemek, mevcut sorunları çözümlemek ve devamlı olabilecek bir etkileşim içinde olmak için kişiler arası iletişim metotlarından faydalanılmaktadır. Bu yöntemlerin; kültürden kültüre değişkenlik gösterse de en basit anlamıyla, gülümsemek, paylaşmak ve ön yargıyla hareket etmemek gibi başlıca davranış kalıplarının, bütün toplumlarda ortak değerler olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bir bakıma evrensel değerler olarak da nitelenebilecek bu temel ilkeler, farklı dinlerce de (Hristiyanlık, Yahudilik, Budizm gibi) sağlıklı insani ilişkiler için zorunlu olarak görülmüş ve vaat edilen sonsuz hayatta da mutlu olmanın ön şartlarından kabul edilmiştir. Bu çerçevede, elinizdeki makale; genelde iletişim teorilerinden, daha özelde kişiler arası iletişime yönelik literatürden faydalanarak, İslam dininin ön gördüğü bir bireyler arası iletişim modelinin yansımalarını analiz etmeyi amaçlamaktadır. Teorisyenlerin iletişim tanımlamalarına baktıktan sonra, kişiler arası iletişime dair tartışmalara sınırlılıklar bağlamında değinen çalışma; İslam dininin ana kaynakları olan Kur’an ve Hz. Muhammed’in sözleri, tavsiyeleri, çevresiyle ilişkileri ve tutumlarından (sünnet) hareketle, İslami bir kişiler arası iletişim stratejisinin olduğu sonucuna varmıştır. Ayetlerin ve Peygamberin tavsiye ettiği davranış kalıpları ve söylem biçimlerinin, iletişim literatüründe aktarılan etkili ve profesyonel kişiler arası iletişim prensipleriyle örtüştüğü gözlemlenmiştir.
|