DİVAN ŞİİRİNDE TAŞRA KULLANIMLARI VE DİVAN ŞAİRİNİN TAŞRASI

Sözlükte dışarlık, bir ülkenin başkenti ve önemli şehirleri dışındaki yerleri ifade eden taşra, Divan şiirinde farklı birçok kullanımla karşımıza çıkar. Taşra gitmek, taşra çıkmak, taşra düşmek ve taşra üfürmek Divan şiirinde karşılaştığımız deyimlerdir. Bu deyimler daha çok tasavvufî bir söylem içi...

Full description

Bibliographic Details
Main Author: Murat Ak
Format: Article
Language:English
Published: Necmettin Erbakan University Press 2014-12-01
Series:İstem
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/260953
Description
Summary:Sözlükte dışarlık, bir ülkenin başkenti ve önemli şehirleri dışındaki yerleri ifade eden taşra, Divan şiirinde farklı birçok kullanımla karşımıza çıkar. Taşra gitmek, taşra çıkmak, taşra düşmek ve taşra üfürmek Divan şiirinde karşılaştığımız deyimlerdir. Bu deyimler daha çok tasavvufî bir söylem içinde, mutasavvıf şairlerce kullanılmıştır. Mutasavvıf şairler kendi sembolik dilleri içinde kalbi, hakikatin merkezi olan bir saraya benzetirken taşrayı hakikat alanı olan bu sarayın dışı şeklinde ifade etmişlerdir. Bu şairlere göre taşrada oluş, hakikati kendi içinde değil, dışarıda bir yerlerde arama halini ifade eder. Merkeziyetçi idare altında, her türlü sanat gibi divan şiiri de istikameti merkez olan ve daima merkez etrafında şekillenmiş bir şiirdir. Şairin şiirini ispat ettiği ve takdirini almaya çalıştığı yer payitahttır. Divan şairi için payitaht bir tanrısallık içerirken kenar ifadesiyle işaret edilen taşra cehaletin ve değersizliğin temsili olmuştur. Taşralı olsun ya da olmasın divan şairi hep merkezin dilini kullanmış, merkezin taşraya yönelik bu dili ise ezici, belirleyici ve biçimlendirici bir dil ola gelmiştir. Bu durum Fuzûlî, Nâbî ve daha birçok önemli şairin metinlerinde açıkça görülür
ISSN:1304-0618
2602-408X