Summary: | Toplumların varlıklarını refah ve güven içinde devam
ettirebilmeleri, öncelikle kendi içindeki millet olma bilincini geliştirmesi ve
bir arada yaşama şuuruna sahip olmasına bağlıdır. Çünkü ortak değerler üretip
bunlara göre sosyal, siyasal ve iktisadi hayatlarını düzenleyemeyen, diğer bir
ifade ile millet bilincine sahip olamayan toplumların ne tarihte, ne de bugün
etkin olabildiklerine şahit olunmamıştır. İslam dünyasının önemli sosyal bilimcilerinde olan
İbn-i Haldun, tarihi ve sosyal tahlillerinin geniş bir şekilde yer aldığı
Mukaddime adlı eserinde temel değer ve kavram olarak asabiyet düşüncesi
üzerinde durmaktadır. Toplumların bir arada yaşaması, devlet kurup güçlü bir
iktisadi yapı oluşturabilmelerini sahip oldukları asabiyet düşüncesiyle
açıklamaya çalışmaktadır. Bu itibarla bu çalışmada toplumların iktisadi ve
siyasi anlamda güçlü bir konuma sahip olabilmelerinde asabiyet fikrinin rolü
üzerinde durulacak, bu çerçevede; ibn-i Haldun, asabiyet, devlet ve iktisadi
hayat kavramları üzerinde değerlendirmeler yapılıp bunlar arasındaki ilişki
düzeyi irdelenmeye çalışılacaktır.
|