Kierkegaard Felsefesinde Hakikatin (Doğruluğun) Görünümü

On dokuzuncu yüzyılda yaşamış olan Kierkegaard, hakikat problemini geleneksel düşünceden farklı bir şekilde çözüme kavuşturmuştur. O, eserlerinde herhangi bir insanın keşfedilmiş bir hakikatten ziyade icat edilen bir hakikate yönelmesi gerektiğini vurgulamıştır. Felsefe tarihinde bazı varoluşçu filo...

Full description

Bibliographic Details
Main Author: Nihat Durmaz
Format: Article
Language:Arabic
Published: Trabzon University 2019-12-01
Series:Trabzon İlahiyat Dergisi
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/906743
Description
Summary:On dokuzuncu yüzyılda yaşamış olan Kierkegaard, hakikat problemini geleneksel düşünceden farklı bir şekilde çözüme kavuşturmuştur. O, eserlerinde herhangi bir insanın keşfedilmiş bir hakikatten ziyade icat edilen bir hakikate yönelmesi gerektiğini vurgulamıştır. Felsefe tarihinde bazı varoluşçu filozofların aksine Kierkegaard, dini bir anlayışa bağlı kalarak varoluşçuluğu inşa etmeye çalışmıştır. Hıristiyanlığın hem teslis hem de enkarnasyon inancını, geleneksel anlayışlardan farklı bir yorumla açıklamaya çalışan Kierkegaard’ın Platoncu düşünceden ayrılarak varoluşçu düşünceye kapı araladığı görülür. Bu yeni anlayış, özün varoluştan önce geldiğini ileri süren Platoncu düşüncenin aksine varoluşun özden önce geldiğini kanıtlamaya dayanır. Böylesi bir değişimin epistemolojik açıdan önemli problemlere neden olacağı aşikârdır. Bu problemlerin farkında olan Kierkegaard, ortaya çıkan ikilemleri gidermeye çalışmıştır. Bu çalışmamızda Kierkegaard’ın hakikati epistemolojik açıdan nasıl temellendirmeye çalıştığı üzerinde durulacaktır. Nitekim filozof, önceden verilmiş ve aleni bir hakikatten ziyade insan tarafından inşa edilen bir hakikate vurgu yapmıştır. Ayrıca böylesi bir hakikat anlayışı, Tanrı’nın insan bedeni ile birleşmesi neticesinde ortaya çıkan paradoksun rasyonelleştirilmesinde belirleyici bir roldedir.
ISSN:2651-4559
2651-4567