Mezhep İçi Tercih Açısından Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye

Hanefî mezhebindeki mezhep içi ihtilaflar dikkat çekici niteliktedir. Bu ihtilaflar, hukûkî emniyet ve istikrar açısından risk oluşturmakta ve ayrıca mukallid kadı ve müftîlerin işini de güçleştirmektedir. Tarihi süreçte bu sorunu gidermek amacıyla muhtasar ve fetva kitapları gibi farklı telif türle...

Full description

Bibliographic Details
Main Author: Seyit Uğur
Format: Article
Language:English
Published: Cumhuriyet University 2018-06-01
Series:Cumhuriyet İlahiyat Dergisi
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/pub/cuid/issue/36586/359818?publisher=cumhuriyet
_version_ 1797328847137406976
author Seyit Uğur
author_facet Seyit Uğur
author_sort Seyit Uğur
collection DOAJ
description Hanefî mezhebindeki mezhep içi ihtilaflar dikkat çekici niteliktedir. Bu ihtilaflar, hukûkî emniyet ve istikrar açısından risk oluşturmakta ve ayrıca mukallid kadı ve müftîlerin işini de güçleştirmektedir. Tarihi süreçte bu sorunu gidermek amacıyla muhtasar ve fetva kitapları gibi farklı telif türleri; esahh-ı akvâl ve maʻrûzât gibi uygulamalar ortaya çıkmıştır. Bu sorunu gidermeye yönelik uygulamaların en son örneği kanunlaştırma faaliyetidir. Bu makalenin konusu fıkha dayalı kanunlaştırmanın ilk ürünü olan Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye ile mezhep içi tercih arasındaki ilişkidir. Bu ilişkiyi tasvîr etmek amacıyla Mecelleʼnin tedvin edilmesinin hedeflerinden birinin mezhep içi tercih ihtiyacını gidermek olduğu kısaca vurgulanmış ve sonrasında Mecelleʼnin esbâb-ı mûcibelerinin işlevi ve muhtevası, mezhep içi tercih açısında tahlil edilmiş, Mecelle Komisyonunun tercihlerine yapılan müdahaleler üzerinde durulmuştur. Mecelle mezhep içi tercih ürünü bir metin olup onun muhtevasını mezhep içi tercih açısından tahlil etmek oldukça önemlidir. Bu sebeple Mecelleʼde mezhep içi tercihlerde nasıl bir metot izlendiğini ve mezhep içi tercihin farklı yönlerini tespit etmek amacıyla Mecelleʼnin satım akdiyle ilgili bölümü Kitabüʼl-Büyûʻ incelenmiştir.Özet: İctihad hürriyeti ve hukûkî zenginlik açısından oldukça önemli olan Hanefi mezhebindeki mezhep içi ihtilaflar, hukûkî istikrar ve emniyeti tehdit etme potansiyeli taşımakta ve ayrıca ihtilaflı meselelerde hüküm veya fetva verecek fakihlerin işini zorlaştırmaktadır. Bu nedenle mezhep içerisindeki ihtilaflı meselelerde râcih görüşü tespit etmek, diğer bir ifadeyle mezhep içi tercih, zorunlu bir ihtiyaçtır.Mezhep içi tercih, “muayyen bir mesele ile ilgili mezhepteki muhtelif kavil veya rivayetlerden daha ağır basanı, üstün olanı belirlemek” şeklinde tarif edilebilir. Tarihi süreçte bu ihtiyacı karşılamak için muhtasar ve fetva kitapları gibi farklı telif türleri; esahh-ı akvâl ve maʻrûzât gibi farklı uygulamalar ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyacı gidermeyi hedefleyen uygulamalardan biri de Osmanlı Devleti’nin son dönemindeki kanunlaştırmalardır. Fıkha dayalı kanunlaştırmanın ilk örneği olan Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye ile mezhep içi tercih arasındaki ilişki ve bu bağlamda Mecelle hazırlanırken, mezhep içi tercihte nasıl bir usûl izlendiği; râcih görüşe ne oranda uyulduğu; Mecelleʼde yer alan râcih görüşe aykırı kanun maddeleri ve bunların gerekçeleri; ihtilaflı bütün konularda düzenleneme yapılıp yapılmadığı ve râcih görüşleri belirleme ihtiyacının ne kadar giderildiği, incelenmesi gereken konulardır.Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye gibi bir kanun metnine ihtiyaç duyulmasının temel nedenlerinden birisi, Hanefî mezhebinde mezhep içi ihtilafların çokluğudur. Buna bağlı olarak Mecelleʼnin hedefi râcih görüşler içeren oluşan bir kanun hazırlamaktır.Mecelle’nin esbâb-ı mûcibeleri mezhep içi tercih açısından incelendiğinde, esbâb-ı mûcibelerin iki temel işlevi olduğu görülür. Bunlardan ilki, kanunun büyük oranda mezhepteki râcih görüşlere uygun olarak hazırlandığını vurgulamaktır. Öyle ki, Mecelle’nin ilk on kitabının esbâb-ı mûcibelerinde bu husus mutlaka ifade edilmektedir. Esbâb-ı mûcibelerin diğer işlevi ise niçin bazı maddelerde râcih görüşe riayet edilmediğini gerekçelendirmektir. Esbâb-ı mûcibelerde on iki maddenin râcih olmayan görüş doğrultusunda hazırlandığı belirtilmektedir. Mecelleʼnin 1851 maddeden oluştuğu göz önünde tutulduğunda Mecelleʼnin muhtevasında râcih görüşlerin ne kadar etkili olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Esasen devrin özelliği de bunu zorunlu kılmaktadır. Zira Kitâbüʼl-Havâlenin 692. maddesinde Züferʼin (ö. 158/775) râcih olmayan görüşünün tercih edilmesi, başta Şeyhülislam Hasan Fehmi Efendi (ö. 1298/1881) olmak üzere bazı çevrelerin tepkisine neden olmuş ve bu sebeple Ahmet Cevdet Paşa (ö. 1895) Divân-ı Ahkâm-ı Adliyye nâzırlığından ve Mecelle Komisyonu başkanlığından azledilmiştir.Râcih görüşe aykırı maddelerin esbâb-ı mûcibeleri incelendiğinde, bu yöndeki tercihlerde maslahat ve örfün belirleyici olduğu görülmektedir. Ayrıca bazı fakihlerin tercihlerinin de bir tercih sebebi olarak zikredildiği görülmektedir. Hanefi kaynaklarda en sık karşılaşılan tercih sebebi naslara uygunluktur. Buna karşın Mecelleʼde sefîhin hacri konusu dışında, naslara uygunluğun bir tercih sebebi olarak işletilmemesi dikkat çekicidir.Mecelle Komisyonunun bazı tercihlerine diğer kurumlarca müdahale edilmiştir. Komisyonca hazırlanan kitaplar hem Meclis-i Vükelâ hem de Meşîhat tarafından incelenmiş ve bu esnada bazı tashihlere konu olmuştur. İşte râcih olmayan görüş esas alınarak hazırlanan iki maddeye Meclis-i Vükelâ tarafından müdahale edilmiştir. Bunların birincisi hakk-ı mürur (geçit hakkı) ve hakk-ı şirbin (su alma hakkı) müstakil olarak satımının cevazını savunan Belh Meşâyihinin görüşü doğrultusunda yazılan 216. madde, ikincisi ise ecîr-i müşterekin tazmin sorumluluğunu düzenleyen 611. maddedir.Mecelle’nin ilk ve en hacimli kitabı olan Kitâbüʼl-Büyûʻun muhtevası mezhep içi tercih açısından incelendiğinde, ihtilaflı konularda genelde mezhepteki râcih görüşün esas alındığı görülmektedir. Kitâbüʼl-Büyûʻun esbâb-ı mûcibesinde, dört meselenin râcih olmayan görüş esas alınarak hazırlandığı ifade edilmekte ve bu tercihler örf ve maslahatla gerekçelendirilmektedir. Ancak Kitâbüʼl-Büyûʻdaki râcih görüşe aykırı maddeler bunlarla sınırlı değildir. Bizim araştırmamıza göre bunlara ilaveten üç madde daha râcih olmayan görüş tercih edilerek hazırlanmıştır. Bunlar beyʻ biʼl-vefânın menkullerde cevazına dair 118. madde, gabn-i fâhişin tanımı hakkındaki 165. madde ve şart muhayyerliğinin hükmü ile ilgili 309. maddedir. Bu üç madde, Mecelleʼdeki râcih görüşe aykırı düzenlemelerin sadece esbâb-ı mûcibelerde açıklananlardan ibaret olmadığını göstermektedir ve bu durum Mecelle hazırlanırken izlenen usûle aykırıdır.Hanefi mezhebindeki bazı ihtilaflı meselelerde hangi görüşün râcih olduğu konusunda tercih ehli fakihler ihtilaf etmişlerdir. Bu meselelerde Mecelleʼde düzenleme yapılırken nasıl bir yol izlendiği açıklanmamıştır. Bu meseleler incelendiğinde çoğunluk tarafından tercih edilme, kolaylığı temin etme ve bazı fakihler tarafından tercih edilme gibi hususların etkili olduğu söylenebilir.Mecelleʼdeki tercihler sadece şerʻî hükümler arasında gerçekleşmemiştir. Buna ilaveten tanımlar ve tanımlarda yer alan kayıtlar da tercihe konu olmuştur. Bu kapsamda Kitâbüʼl-Büyûʻdaki beyʻ akdi, mevkûf akid ve gabn-i fâhişin tanımına ilişkin tercihler örnek olarak zikredilebilir.Hanefi mezhebin içerisindeki ihtilaflı bazı meseleler Mecelleʼde düzenlenmemiştir. İhtilaflı meselelerin çokluğu ve dolayısıyla bütün bunları kapsayan bir kanun hazırlamanın zorluğu dikkate alındığında bu durum doğaldır. Ayrıca bu meselelerden bazıları sık gerçekleşmediği ve lüzumlu görülmediği için Mecelleʼde düzenlenmemiş olabilir. Ancak düzenleme yapılmayan ihtilaflı meselelerin tamamını bu sebeplerle izah etmek mümkün değildir. Zira yasal düzenleme yapılmayan ihtilaflı meselelerin bazıları temel, görece önemli meselelerdir ve muhtasarlarda yer almaktadır. Bu durum Mecelle hazırlanırken, ihtilaflı bazı meselelerde tercih yapmak yerine bu meselelere ilişkin düzenleme yapmama metodunun benimsendiğini göstermektedir. İhtilaftan ârî bir kanun metni oluşturmanın bir yolu olarak da bu usûlün benimsendiği söylenebilir. Böylece bu meselelerde râcih görüşü tespit etme işi hâkimlere bırakılmıştır. Bu durum Mecelleʼnin hedefi olan râcih görüşleri tespit etme ihtiyacını gidermeye uygunluk arz etmemektedir. Ancak bu durum bütün meseleleri kuşatan bir kanun yapmanın güçlüğünün bir sonucudur.
first_indexed 2024-03-08T06:57:49Z
format Article
id doaj.art-5debdc4fd64348f48e5626bb5c1491e3
institution Directory Open Access Journal
issn 2528-9861
2528-987X
language English
last_indexed 2024-03-08T06:57:49Z
publishDate 2018-06-01
publisher Cumhuriyet University
record_format Article
series Cumhuriyet İlahiyat Dergisi
spelling doaj.art-5debdc4fd64348f48e5626bb5c1491e32024-02-03T06:30:04ZengCumhuriyet UniversityCumhuriyet İlahiyat Dergisi2528-98612528-987X2018-06-0122123325710.18505/cuid.3598182Mezhep İçi Tercih Açısından Mecelle-i Ahkâm-ı AdliyyeSeyit Uğur0ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ, İLAHİYAT FAKÜLTESİHanefî mezhebindeki mezhep içi ihtilaflar dikkat çekici niteliktedir. Bu ihtilaflar, hukûkî emniyet ve istikrar açısından risk oluşturmakta ve ayrıca mukallid kadı ve müftîlerin işini de güçleştirmektedir. Tarihi süreçte bu sorunu gidermek amacıyla muhtasar ve fetva kitapları gibi farklı telif türleri; esahh-ı akvâl ve maʻrûzât gibi uygulamalar ortaya çıkmıştır. Bu sorunu gidermeye yönelik uygulamaların en son örneği kanunlaştırma faaliyetidir. Bu makalenin konusu fıkha dayalı kanunlaştırmanın ilk ürünü olan Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye ile mezhep içi tercih arasındaki ilişkidir. Bu ilişkiyi tasvîr etmek amacıyla Mecelleʼnin tedvin edilmesinin hedeflerinden birinin mezhep içi tercih ihtiyacını gidermek olduğu kısaca vurgulanmış ve sonrasında Mecelleʼnin esbâb-ı mûcibelerinin işlevi ve muhtevası, mezhep içi tercih açısında tahlil edilmiş, Mecelle Komisyonunun tercihlerine yapılan müdahaleler üzerinde durulmuştur. Mecelle mezhep içi tercih ürünü bir metin olup onun muhtevasını mezhep içi tercih açısından tahlil etmek oldukça önemlidir. Bu sebeple Mecelleʼde mezhep içi tercihlerde nasıl bir metot izlendiğini ve mezhep içi tercihin farklı yönlerini tespit etmek amacıyla Mecelleʼnin satım akdiyle ilgili bölümü Kitabüʼl-Büyûʻ incelenmiştir.Özet: İctihad hürriyeti ve hukûkî zenginlik açısından oldukça önemli olan Hanefi mezhebindeki mezhep içi ihtilaflar, hukûkî istikrar ve emniyeti tehdit etme potansiyeli taşımakta ve ayrıca ihtilaflı meselelerde hüküm veya fetva verecek fakihlerin işini zorlaştırmaktadır. Bu nedenle mezhep içerisindeki ihtilaflı meselelerde râcih görüşü tespit etmek, diğer bir ifadeyle mezhep içi tercih, zorunlu bir ihtiyaçtır.Mezhep içi tercih, “muayyen bir mesele ile ilgili mezhepteki muhtelif kavil veya rivayetlerden daha ağır basanı, üstün olanı belirlemek” şeklinde tarif edilebilir. Tarihi süreçte bu ihtiyacı karşılamak için muhtasar ve fetva kitapları gibi farklı telif türleri; esahh-ı akvâl ve maʻrûzât gibi farklı uygulamalar ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyacı gidermeyi hedefleyen uygulamalardan biri de Osmanlı Devleti’nin son dönemindeki kanunlaştırmalardır. Fıkha dayalı kanunlaştırmanın ilk örneği olan Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye ile mezhep içi tercih arasındaki ilişki ve bu bağlamda Mecelle hazırlanırken, mezhep içi tercihte nasıl bir usûl izlendiği; râcih görüşe ne oranda uyulduğu; Mecelleʼde yer alan râcih görüşe aykırı kanun maddeleri ve bunların gerekçeleri; ihtilaflı bütün konularda düzenleneme yapılıp yapılmadığı ve râcih görüşleri belirleme ihtiyacının ne kadar giderildiği, incelenmesi gereken konulardır.Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye gibi bir kanun metnine ihtiyaç duyulmasının temel nedenlerinden birisi, Hanefî mezhebinde mezhep içi ihtilafların çokluğudur. Buna bağlı olarak Mecelleʼnin hedefi râcih görüşler içeren oluşan bir kanun hazırlamaktır.Mecelle’nin esbâb-ı mûcibeleri mezhep içi tercih açısından incelendiğinde, esbâb-ı mûcibelerin iki temel işlevi olduğu görülür. Bunlardan ilki, kanunun büyük oranda mezhepteki râcih görüşlere uygun olarak hazırlandığını vurgulamaktır. Öyle ki, Mecelle’nin ilk on kitabının esbâb-ı mûcibelerinde bu husus mutlaka ifade edilmektedir. Esbâb-ı mûcibelerin diğer işlevi ise niçin bazı maddelerde râcih görüşe riayet edilmediğini gerekçelendirmektir. Esbâb-ı mûcibelerde on iki maddenin râcih olmayan görüş doğrultusunda hazırlandığı belirtilmektedir. Mecelleʼnin 1851 maddeden oluştuğu göz önünde tutulduğunda Mecelleʼnin muhtevasında râcih görüşlerin ne kadar etkili olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Esasen devrin özelliği de bunu zorunlu kılmaktadır. Zira Kitâbüʼl-Havâlenin 692. maddesinde Züferʼin (ö. 158/775) râcih olmayan görüşünün tercih edilmesi, başta Şeyhülislam Hasan Fehmi Efendi (ö. 1298/1881) olmak üzere bazı çevrelerin tepkisine neden olmuş ve bu sebeple Ahmet Cevdet Paşa (ö. 1895) Divân-ı Ahkâm-ı Adliyye nâzırlığından ve Mecelle Komisyonu başkanlığından azledilmiştir.Râcih görüşe aykırı maddelerin esbâb-ı mûcibeleri incelendiğinde, bu yöndeki tercihlerde maslahat ve örfün belirleyici olduğu görülmektedir. Ayrıca bazı fakihlerin tercihlerinin de bir tercih sebebi olarak zikredildiği görülmektedir. Hanefi kaynaklarda en sık karşılaşılan tercih sebebi naslara uygunluktur. Buna karşın Mecelleʼde sefîhin hacri konusu dışında, naslara uygunluğun bir tercih sebebi olarak işletilmemesi dikkat çekicidir.Mecelle Komisyonunun bazı tercihlerine diğer kurumlarca müdahale edilmiştir. Komisyonca hazırlanan kitaplar hem Meclis-i Vükelâ hem de Meşîhat tarafından incelenmiş ve bu esnada bazı tashihlere konu olmuştur. İşte râcih olmayan görüş esas alınarak hazırlanan iki maddeye Meclis-i Vükelâ tarafından müdahale edilmiştir. Bunların birincisi hakk-ı mürur (geçit hakkı) ve hakk-ı şirbin (su alma hakkı) müstakil olarak satımının cevazını savunan Belh Meşâyihinin görüşü doğrultusunda yazılan 216. madde, ikincisi ise ecîr-i müşterekin tazmin sorumluluğunu düzenleyen 611. maddedir.Mecelle’nin ilk ve en hacimli kitabı olan Kitâbüʼl-Büyûʻun muhtevası mezhep içi tercih açısından incelendiğinde, ihtilaflı konularda genelde mezhepteki râcih görüşün esas alındığı görülmektedir. Kitâbüʼl-Büyûʻun esbâb-ı mûcibesinde, dört meselenin râcih olmayan görüş esas alınarak hazırlandığı ifade edilmekte ve bu tercihler örf ve maslahatla gerekçelendirilmektedir. Ancak Kitâbüʼl-Büyûʻdaki râcih görüşe aykırı maddeler bunlarla sınırlı değildir. Bizim araştırmamıza göre bunlara ilaveten üç madde daha râcih olmayan görüş tercih edilerek hazırlanmıştır. Bunlar beyʻ biʼl-vefânın menkullerde cevazına dair 118. madde, gabn-i fâhişin tanımı hakkındaki 165. madde ve şart muhayyerliğinin hükmü ile ilgili 309. maddedir. Bu üç madde, Mecelleʼdeki râcih görüşe aykırı düzenlemelerin sadece esbâb-ı mûcibelerde açıklananlardan ibaret olmadığını göstermektedir ve bu durum Mecelle hazırlanırken izlenen usûle aykırıdır.Hanefi mezhebindeki bazı ihtilaflı meselelerde hangi görüşün râcih olduğu konusunda tercih ehli fakihler ihtilaf etmişlerdir. Bu meselelerde Mecelleʼde düzenleme yapılırken nasıl bir yol izlendiği açıklanmamıştır. Bu meseleler incelendiğinde çoğunluk tarafından tercih edilme, kolaylığı temin etme ve bazı fakihler tarafından tercih edilme gibi hususların etkili olduğu söylenebilir.Mecelleʼdeki tercihler sadece şerʻî hükümler arasında gerçekleşmemiştir. Buna ilaveten tanımlar ve tanımlarda yer alan kayıtlar da tercihe konu olmuştur. Bu kapsamda Kitâbüʼl-Büyûʻdaki beyʻ akdi, mevkûf akid ve gabn-i fâhişin tanımına ilişkin tercihler örnek olarak zikredilebilir.Hanefi mezhebin içerisindeki ihtilaflı bazı meseleler Mecelleʼde düzenlenmemiştir. İhtilaflı meselelerin çokluğu ve dolayısıyla bütün bunları kapsayan bir kanun hazırlamanın zorluğu dikkate alındığında bu durum doğaldır. Ayrıca bu meselelerden bazıları sık gerçekleşmediği ve lüzumlu görülmediği için Mecelleʼde düzenlenmemiş olabilir. Ancak düzenleme yapılmayan ihtilaflı meselelerin tamamını bu sebeplerle izah etmek mümkün değildir. Zira yasal düzenleme yapılmayan ihtilaflı meselelerin bazıları temel, görece önemli meselelerdir ve muhtasarlarda yer almaktadır. Bu durum Mecelle hazırlanırken, ihtilaflı bazı meselelerde tercih yapmak yerine bu meselelere ilişkin düzenleme yapmama metodunun benimsendiğini göstermektedir. İhtilaftan ârî bir kanun metni oluşturmanın bir yolu olarak da bu usûlün benimsendiği söylenebilir. Böylece bu meselelerde râcih görüşü tespit etme işi hâkimlere bırakılmıştır. Bu durum Mecelleʼnin hedefi olan râcih görüşleri tespit etme ihtiyacını gidermeye uygunluk arz etmemektedir. Ancak bu durum bütün meseleleri kuşatan bir kanun yapmanın güçlüğünün bir sonucudur.https://dergipark.org.tr/tr/pub/cuid/issue/36586/359818?publisher=cumhuriyeti̇slam hukukuhanefî mezhebimecelle-i ahkâm-ı adliyyemezhep i̇çi tercihrâcih görüşesbâb-ı mûcibekitâbüʼl-büyûʻislamic lawhanafi schoolmajalla al-aḥkām al-ʿadliyyahthe intra-school prefencepreferred (rājiḥ) opinionthe necessary reasons (asbāb al-mūjiba)kitāb al-buyūʿ
spellingShingle Seyit Uğur
Mezhep İçi Tercih Açısından Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi
i̇slam hukuku
hanefî mezhebi
mecelle-i ahkâm-ı adliyye
mezhep i̇çi tercih
râcih görüş
esbâb-ı mûcibe
kitâbüʼl-büyûʻ
islamic law
hanafi school
majalla al-aḥkām al-ʿadliyyah
the intra-school prefence
preferred (rājiḥ) opinion
the necessary reasons (asbāb al-mūjiba)
kitāb al-buyūʿ
title Mezhep İçi Tercih Açısından Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye
title_full Mezhep İçi Tercih Açısından Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye
title_fullStr Mezhep İçi Tercih Açısından Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye
title_full_unstemmed Mezhep İçi Tercih Açısından Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye
title_short Mezhep İçi Tercih Açısından Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye
title_sort mezhep ici tercih acisindan mecelle i ahkam i adliyye
topic i̇slam hukuku
hanefî mezhebi
mecelle-i ahkâm-ı adliyye
mezhep i̇çi tercih
râcih görüş
esbâb-ı mûcibe
kitâbüʼl-büyûʻ
islamic law
hanafi school
majalla al-aḥkām al-ʿadliyyah
the intra-school prefence
preferred (rājiḥ) opinion
the necessary reasons (asbāb al-mūjiba)
kitāb al-buyūʿ
url https://dergipark.org.tr/tr/pub/cuid/issue/36586/359818?publisher=cumhuriyet
work_keys_str_mv AT seyitugur mezhepicitercihacısındanmecelleiahkamıadliyye