Summary: | İnsanlar
günümüze kadar varlıklarını topluluk halinde sürdürmüşlerdir. Bu vesileyle
birlikte yaşayan insanlar etkileşim içinde olmuşlardır. Etkileşim neticesinde
her toplum kendine özgü sosyal sermayeye sahip olmuştur. İnsanlar ve kurumlar
arasındaki güven ilişkileri ekonomik ve sosyal açıdan sosyal sermaye olarak
adlandırılır. Sosyal sermaye, toplumsal ilişkilerle ortaya çıkar. İnsanların
arasında gerçekleşen sosyal ilişkiler her zaman olmasa da genel itibariyle
rasyonaliteye dayanır. Faydaya dayalı bu tutuma rasyonel seçim teorisi denir.
Sosyal sermayenin güven, beklenti ve yükümlülük unsurları; rasyonel seçim
kuramıyla sosyal sermayenin zıtlık taşımadığını göstermektedir. Bu bağlamda
sosyal sermaye ve rasyonel seçim kuramı birbirlerini destekleyen iki kavramdır.
Sosyal sermayenin oluşturulmasında birçok unsur etkilidir. Bu unsurlardan bir
tanesi dindir. Din, sosyal sermayenin oluşturulmasında ve biriktirilmesinde en
önemli etkendir. İslam’ın kitabı Kur’an’da sosyal sermayeyi oluşturan birçok
unsur yer almaktadır. Kur’an’ın ortaya koyduğu sosyal sermaye unsurları;
katılımcılık, sosyal ilişkiler, toplumsal ağlar, iletişim, karşılıklılık,
yükümlülükler, toplumsal sorunların çözümü, güven, kurallar, ortak bilgi,
kolektif akıl ve birliktir. Sosyal sermayenin en önemli unsuru güvendir. İkili
ilişkilerde güven büyük önem taşımaktadır. Nitekim Kur’an, güven konusunda
hassasiyet göstermiştir. Sosyal sermayenin bir diğer önemli unsuru ise kolektif
akıldır. Kolektif akıl toplumun bir arada hareket etmesini sağlayan öğedir.
Birlik ve beraberliği sağlar. Kur’an, yaklaşımlarıyla sık sık birlik ve
beraberlik içerisinde hareket etmeyi emretmiştir. Kısacası İslam, insanlığa
hazır bir sosyal sermaye oluşturmuştur.
|