Mu‘tezile Akılcılığı ve Aydınlanma Aklı: Akıl ve Ahlâk İlişkisi Temelinde Bir Mukayese

Akıl teorilerinin, düşünme eylemi, bu eksende yürütülen bütün faaliyetler ve buna bağlı olarak peşi sıra gerçekleştirilen tüm edimler üzerinde etkisi bulunmaktadır. Bireyler ya da toplumlar tasarladıkları fiilleri bilerek veya bilmeyerek çoğu zaman hâkim akıl teorisi ve düşünce geleneği çerçevesinde...

Full description

Bibliographic Details
Main Author: Osman Nuri Demir
Format: Article
Language:Arabic
Published: Hitit University 2023-06-01
Series:Hitit İlahiyat Dergisi
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2955660
_version_ 1797686200654364672
author Osman Nuri Demir
author_facet Osman Nuri Demir
author_sort Osman Nuri Demir
collection DOAJ
description Akıl teorilerinin, düşünme eylemi, bu eksende yürütülen bütün faaliyetler ve buna bağlı olarak peşi sıra gerçekleştirilen tüm edimler üzerinde etkisi bulunmaktadır. Bireyler ya da toplumlar tasarladıkları fiilleri bilerek veya bilmeyerek çoğu zaman hâkim akıl teorisi ve düşünce geleneği çerçevesinde planlamakta ve icra etmektedir. Dolayısıyla insanlık için aklın mahiyeti, konumu ve fonksiyonları kadar akla yüklenen veya akıldan ayrıştırılan anlam ve kavramlar ve akıl yürütmenin keyfiyeti de önemlidir. Bu bağlamda incelenmeye değer ve düşünce tarihinden günümüze doğru uzanan zaman seyrinde pek çok açıdan araştırma konusu yapılan ve yapılmaya da devam edilen hususlardan biri de akıl-ahlâk ilişkisidir. Öncelikle ifade etmek gerekir ki benzerlerinden farklı olarak bu makalede akıl-ahlâk ilişkisi temelinde Mu‘tezile akılcılığı ile Aydınlanma aklı arasında bir mukayese yapılması amaçlanmıştır. Bu düzlemde çalışmada akıl teorilerinin ve akıl-ahlâk ilişkisi konusundaki düşüncelerin insanlığın tekâmülü üzerindeki etki ve sonuçları hakkında değerlendirmelerde bulunulmuştur. Araştırmada birbirine alternatif fikrî yapıların akıl teorilerinin ve akıl-ahlâk ilişkisine dair yaklaşımlarının insan türü ve diğer canlı yaşamı adına ümit verici veya yıkıcı tesirleri vurgulanmıştır. Belirtilen hususlar, benzerleri yanında bu çalışmanın orijinal ve alana katkı yapan yönlerinden bir kısmını ortaya koymaktadır. Dinî, felsefî gelenekler ve filoloji açısından akıl ve ahlâk kavramlarına yüklenen birbirinden çok farklı anlam ve yorumların varlığından kaynaklanan güçlüklerin bulunduğu aşikârdır. Tabi ki mukayeseli incelemenin de gaye edinilmesi meselenin araştırılması açısından ilâve zorlukların üstlenilmesi anlamına gelmektedir. Ancak akıl teorilerinin ve akıl-ahlâk ilişkisi perspektifinin kişiler, sosyal hayat, devletler ve uluslararası münasebetler, dahası metafizik âlemle bağlantılar itibariyle işgal ettiği konumun ehemmiyeti bu türden karşılaştırmaları faydalı ve kaçınılmaz kılmaktadır. Bütün bu hususlar da dikkate alınarak bu çalışmada biri kelâm ekolleri özelinde İslâm düşüncesini; diğeri Batı felsefesini temsil etmek üzere iki temel düşünce oluşumu seçilmiş ve bu düşünce geleneklerinin ürettikleri akıl teorileri ekseninde akıl-ahlâk ilişkisi hakkında ileri sürdükleri fikirler ve bunların sonuçları ana hatlarıyla incelenmiştir. Bunlardan ilki “İslâm’ın akılcıları” olarak da bilinen Mu‘tezile düşüncesi diğeri ise “akıl çağı” diye anılan Aydınlanma düşüncesini simgeleyen Aydınlanma felsefesidir. Belirlenen dönem ve ekol olarak Mu‘tezile’nin ve Aydınlanma felsefesinin tercih edilmesinde farklı etkenler rol oynamıştır. İlk planda bu etkenlerden öne çıkanı; her iki düşünce pratiğinin de içerik, anlam, mahiyet ve felsefeleri cihetinden birbirinden çok farklı olsalar da “akılcılık” paydasında buluşmalarıdır. Asıl maksat bu olmasa da makale boyunca her iki ekolün akıl anlayışlarının temel paradigma itibariyle derin ayrışma içinde olduğu da açığa çıkan sonuçlardan biri olmuştur. Akıl teorilerinin nesnel veya araçsal boyutu, akıl ile metafizik âlem arasında irtibatın varlığı/yokluğu, aklın ahlâktan bağımsız olup olamayacağı ve bu alanlarda ileri sürülen fikir ve iddiaların nihaî noktada insanlığa sağladığı tecrübeler itibariyle her iki düşünce geleneği arasında mukayeseler yapılmıştır. Diğer yandan Aydınlanmadan modern zamanlara ve günümüze doğru uzanan süreçte bugünün insanlarının Aydınlanmanın etkilerini yaşayarak bizzat tecrübe ettiğine fakat Mu‘tezile’nin teklif ettiği akıl teorisi bağlamında idealize ettiği akıl-ahlâk ilişkisinin olumlu ya da olumsuz neticelerini tatbik etmekten uzak kaldığına vurgu yapılmıştır. Bu bağlamda çalışmada “Şayet Mu‘tezile’nin ya da temsil ettiği düşünce dünyasının teklif ettiği akıl-ahlâk ilişkisine dair görüşlerin uygulanabilmesi bugün mümkün olabilseydi; mevcut konjonktür üzerinde kurucu ve dönüştürücü bir pozisyonu olanaklı kılabilir miydi ya da bu ne türden sonuçlar doğururdu?” şeklindeki sorulara cevap aranmaya gayret edilmiştir. Nihaî olarak ise Mu‘tezile’nin ve Aydınlanma felsefesinin akıl-ahlâk ilişkisi çerçevesinde vaat ettikleri şeylerin gerçekleşme potansiyelleri ve reel hayatta ortaya çıkan sonuçları tartışılmıştır. İçinde bulunulan vasatta dünyanın, tabiatın, insan yapısının ve insanlık açısından kıymet ifade eden ortak ve temel değerlerin mevcut durumları üzerinden adı geçen düşünce gelenekleri karşılaştırılmıştır
first_indexed 2024-03-12T01:01:55Z
format Article
id doaj.art-610b4556bc664ccf919fc33709b42f63
institution Directory Open Access Journal
issn 2757-6949
language Arabic
last_indexed 2024-03-12T01:01:55Z
publishDate 2023-06-01
publisher Hitit University
record_format Article
series Hitit İlahiyat Dergisi
spelling doaj.art-610b4556bc664ccf919fc33709b42f632023-09-14T08:57:09ZaraHitit UniversityHitit İlahiyat Dergisi2757-69492023-06-0122116919810.14395/hid.1251911150Mu‘tezile Akılcılığı ve Aydınlanma Aklı: Akıl ve Ahlâk İlişkisi Temelinde Bir MukayeseOsman Nuri Demir0İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ, İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİAkıl teorilerinin, düşünme eylemi, bu eksende yürütülen bütün faaliyetler ve buna bağlı olarak peşi sıra gerçekleştirilen tüm edimler üzerinde etkisi bulunmaktadır. Bireyler ya da toplumlar tasarladıkları fiilleri bilerek veya bilmeyerek çoğu zaman hâkim akıl teorisi ve düşünce geleneği çerçevesinde planlamakta ve icra etmektedir. Dolayısıyla insanlık için aklın mahiyeti, konumu ve fonksiyonları kadar akla yüklenen veya akıldan ayrıştırılan anlam ve kavramlar ve akıl yürütmenin keyfiyeti de önemlidir. Bu bağlamda incelenmeye değer ve düşünce tarihinden günümüze doğru uzanan zaman seyrinde pek çok açıdan araştırma konusu yapılan ve yapılmaya da devam edilen hususlardan biri de akıl-ahlâk ilişkisidir. Öncelikle ifade etmek gerekir ki benzerlerinden farklı olarak bu makalede akıl-ahlâk ilişkisi temelinde Mu‘tezile akılcılığı ile Aydınlanma aklı arasında bir mukayese yapılması amaçlanmıştır. Bu düzlemde çalışmada akıl teorilerinin ve akıl-ahlâk ilişkisi konusundaki düşüncelerin insanlığın tekâmülü üzerindeki etki ve sonuçları hakkında değerlendirmelerde bulunulmuştur. Araştırmada birbirine alternatif fikrî yapıların akıl teorilerinin ve akıl-ahlâk ilişkisine dair yaklaşımlarının insan türü ve diğer canlı yaşamı adına ümit verici veya yıkıcı tesirleri vurgulanmıştır. Belirtilen hususlar, benzerleri yanında bu çalışmanın orijinal ve alana katkı yapan yönlerinden bir kısmını ortaya koymaktadır. Dinî, felsefî gelenekler ve filoloji açısından akıl ve ahlâk kavramlarına yüklenen birbirinden çok farklı anlam ve yorumların varlığından kaynaklanan güçlüklerin bulunduğu aşikârdır. Tabi ki mukayeseli incelemenin de gaye edinilmesi meselenin araştırılması açısından ilâve zorlukların üstlenilmesi anlamına gelmektedir. Ancak akıl teorilerinin ve akıl-ahlâk ilişkisi perspektifinin kişiler, sosyal hayat, devletler ve uluslararası münasebetler, dahası metafizik âlemle bağlantılar itibariyle işgal ettiği konumun ehemmiyeti bu türden karşılaştırmaları faydalı ve kaçınılmaz kılmaktadır. Bütün bu hususlar da dikkate alınarak bu çalışmada biri kelâm ekolleri özelinde İslâm düşüncesini; diğeri Batı felsefesini temsil etmek üzere iki temel düşünce oluşumu seçilmiş ve bu düşünce geleneklerinin ürettikleri akıl teorileri ekseninde akıl-ahlâk ilişkisi hakkında ileri sürdükleri fikirler ve bunların sonuçları ana hatlarıyla incelenmiştir. Bunlardan ilki “İslâm’ın akılcıları” olarak da bilinen Mu‘tezile düşüncesi diğeri ise “akıl çağı” diye anılan Aydınlanma düşüncesini simgeleyen Aydınlanma felsefesidir. Belirlenen dönem ve ekol olarak Mu‘tezile’nin ve Aydınlanma felsefesinin tercih edilmesinde farklı etkenler rol oynamıştır. İlk planda bu etkenlerden öne çıkanı; her iki düşünce pratiğinin de içerik, anlam, mahiyet ve felsefeleri cihetinden birbirinden çok farklı olsalar da “akılcılık” paydasında buluşmalarıdır. Asıl maksat bu olmasa da makale boyunca her iki ekolün akıl anlayışlarının temel paradigma itibariyle derin ayrışma içinde olduğu da açığa çıkan sonuçlardan biri olmuştur. Akıl teorilerinin nesnel veya araçsal boyutu, akıl ile metafizik âlem arasında irtibatın varlığı/yokluğu, aklın ahlâktan bağımsız olup olamayacağı ve bu alanlarda ileri sürülen fikir ve iddiaların nihaî noktada insanlığa sağladığı tecrübeler itibariyle her iki düşünce geleneği arasında mukayeseler yapılmıştır. Diğer yandan Aydınlanmadan modern zamanlara ve günümüze doğru uzanan süreçte bugünün insanlarının Aydınlanmanın etkilerini yaşayarak bizzat tecrübe ettiğine fakat Mu‘tezile’nin teklif ettiği akıl teorisi bağlamında idealize ettiği akıl-ahlâk ilişkisinin olumlu ya da olumsuz neticelerini tatbik etmekten uzak kaldığına vurgu yapılmıştır. Bu bağlamda çalışmada “Şayet Mu‘tezile’nin ya da temsil ettiği düşünce dünyasının teklif ettiği akıl-ahlâk ilişkisine dair görüşlerin uygulanabilmesi bugün mümkün olabilseydi; mevcut konjonktür üzerinde kurucu ve dönüştürücü bir pozisyonu olanaklı kılabilir miydi ya da bu ne türden sonuçlar doğururdu?” şeklindeki sorulara cevap aranmaya gayret edilmiştir. Nihaî olarak ise Mu‘tezile’nin ve Aydınlanma felsefesinin akıl-ahlâk ilişkisi çerçevesinde vaat ettikleri şeylerin gerçekleşme potansiyelleri ve reel hayatta ortaya çıkan sonuçları tartışılmıştır. İçinde bulunulan vasatta dünyanın, tabiatın, insan yapısının ve insanlık açısından kıymet ifade eden ortak ve temel değerlerin mevcut durumları üzerinden adı geçen düşünce gelenekleri karşılaştırılmıştırhttps://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2955660kalāmmu'tazilahreasonmoralitycomparisonjusticevirtuepleasure and happinesskelâmmu‘tezileakılahlâkmukayeseadaleterdemhaz ve mutluluk
spellingShingle Osman Nuri Demir
Mu‘tezile Akılcılığı ve Aydınlanma Aklı: Akıl ve Ahlâk İlişkisi Temelinde Bir Mukayese
Hitit İlahiyat Dergisi
kalām
mu'tazilah
reason
morality
comparison
justice
virtue
pleasure and happiness
kelâm
mu‘tezile
akıl
ahlâk
mukayese
adalet
erdem
haz ve mutluluk
title Mu‘tezile Akılcılığı ve Aydınlanma Aklı: Akıl ve Ahlâk İlişkisi Temelinde Bir Mukayese
title_full Mu‘tezile Akılcılığı ve Aydınlanma Aklı: Akıl ve Ahlâk İlişkisi Temelinde Bir Mukayese
title_fullStr Mu‘tezile Akılcılığı ve Aydınlanma Aklı: Akıl ve Ahlâk İlişkisi Temelinde Bir Mukayese
title_full_unstemmed Mu‘tezile Akılcılığı ve Aydınlanma Aklı: Akıl ve Ahlâk İlişkisi Temelinde Bir Mukayese
title_short Mu‘tezile Akılcılığı ve Aydınlanma Aklı: Akıl ve Ahlâk İlişkisi Temelinde Bir Mukayese
title_sort mu tezile akilciligi ve aydinlanma akli akil ve ahlak iliskisi temelinde bir mukayese
topic kalām
mu'tazilah
reason
morality
comparison
justice
virtue
pleasure and happiness
kelâm
mu‘tezile
akıl
ahlâk
mukayese
adalet
erdem
haz ve mutluluk
url https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2955660
work_keys_str_mv AT osmannuridemir mutezileakılcılıgıveaydınlanmaaklıakılveahlakiliskisitemelindebirmukayese