Summary: | Mir’ât-ı Cünûn, 19.yüzyıl
şairlerden Yenişehirli Avni Bey’in, aruzun “fe’ilâtün/ fe’ilâtün/ fe’ilün”
kalıbıyla yazılmış bir mesnevisidir. Eserde olaylar şairin rüyası içinde
geçmektedir. Rüyasında bir akıl hastanesinin içinde olan Yenişehirli Avni Bey,
normal dışı davranışlar gösteren 29 kişiyi mizahi bir dille eserine konu
edinmiştir. Bu kişiler arasında, “nasihat delisi” diye tanımlanan bir karakter
bulunmaktadır. “Nasihat delisi” geleneklerin bozulduğundan şikayet ederek
dönemi için yenilik olarak kabul edilen monokl, fular, diş fırçası gibi
eşyaları; modern bir düzende oluşturulan orduyu, kadınların başlarını şeffaf
örtülerle örtmesini birer kıyamet alameti olarak kabul etmektedir. İstemediği
bir evlilik yapması üzerine yolu mahkemeye düşen, “zen-dost” diye tanımlanan
bir karakterin yaşadıkları “Sebeb-i İmtid’ad-ı Da’vâ” başlığı altında
anlatılmaktadır. Bu bölümde geleneksel bir tedavi yöntemi olan musikinin, yeni
nesil için yetersiz kaldığı vurgulanmıştır. Çalışmamızda yenilikçi bir şair
olan Yenişehirli Avni Bey’in, dönemine, döneminin gelişmelerine bakış açısının
Mir’ât-ı Cünûn’a etkisi ve esere yansıtılan gelenek-yenilik çatışması incelerek
konu hakkında tespitlerde bulunulacaktır.
|