Malezya Kamusal Zekât Uygulaması Üzerine
Zekât, zengin ile fakir arasında köprü oluşturan, darda kalanların imdadına yetişen ve böylece toplumsal huzur ve barışa önemli katkı sağlayan mali bir ibadettir. Devletin gözetim ve denetiminde usulüne uygun toplanıp hak edenlere ulaştırıldığı zamanlarda ekonomik açıdan zengin ve fakir arasındaki m...
Main Author: | |
---|---|
Format: | Article |
Language: | English |
Published: |
Cumhuriyet University
2016-12-01
|
Series: | Cumhuriyet İlahiyat Dergisi |
Subjects: | |
Online Access: | https://dergipark.org.tr/tr/pub/cuid/issue/24749/274036?publisher=cumhuriyet |
_version_ | 1797334473111502848 |
---|---|
author | İsmail Yalçın |
author_facet | İsmail Yalçın |
author_sort | İsmail Yalçın |
collection | DOAJ |
description | Zekât, zengin ile fakir arasında köprü oluşturan,
darda kalanların imdadına yetişen ve böylece toplumsal huzur ve barışa önemli
katkı sağlayan mali bir ibadettir. Devletin gözetim ve denetiminde usulüne
uygun toplanıp hak edenlere ulaştırıldığı zamanlarda ekonomik açıdan zengin ve
fakir arasındaki mesafenin azalmasına, toplumda sosyal yardımlaşma ve dayanışma
faaliyetlerinin gelişmesine ve ekonominin canlanmasına destek olmuştur. 1957
yılında İngilizlerden bağımsızlığını kazanan Malezya, bağımsızlıktan sonra ülkenin
asıl halkı olan Müslümanların, sömürgecilik ve Çinli göçü sebebiyle ortaya
çıkan endişelerini hafifletmek ve ülkenin İslami kimliğini göstermek üzere, hac
fonu, zekât kurumu, İslam bankacılığı ve sigortacılığı, helal belgelendirme
gibi bazı İslami uygulamalarıyla dikkat çekmiş ve kamusal zekât uygulamasında
kendine has bir model geliştirmiştir. Eyalet sistemi sebebiyle bütün ülkede tek
merkezden yönetilen bir zekât sistemi kurulamamış olsa da eyalet bazında
zekâtın toplanması ve dağıtılması merkezileştirilmiştir. Uygulamanın bazı eksik
ve kusurları eleştirilmekte ve zamanla yeni düzenlemeler yapılmaktadır. Buna
mukabil ülkemizdeki kamu kontrolünden uzak zekât uygulaması bu ibadetin amacına
ulaşmasını olumsuz etkilemektedir. İyi işleyen zekât sistemlerinden istifade
ederek ülkemizde de kamu denetiminde bir zekât sisteminin kurulmasına ihtiyaç
vardır. Böylece zekâtın amacı doğrultusunda fert ve toplum hayatına yapacağı
katkılar daha iyi ortaya çıkabilecektir. Bu makale bu yolda atılmış bir adım
olmayı hedeflemektedir.
İslam’ın
temel ibadetlerinden olan ve aynı zamanda İslam devlet bütçesinin ana
gelirlerinden olan zekât, toplumda mal varlığı ve geliri yüksek olanların,
mağdur ve muhtaç durumda olanları gözetmesini ve korumasını hedef alarak
toplumsal barışa ve huzura katkı yapar. İslam öğretisinde mal ve mülkün asıl
sahibi Allah olduğu için nimet ve bolluk içinde olanlar bunları sadece
kendisinden bilmemeli, çeşitli sebeplerle ihtiyaçlarını karşılayamayan veya
karşılamakta güçlük çekenlere destek olmalıdır. Bu ibadetin toplumsal boyutu ve
hak sahipleri bulunduğu için zekâtı toplamak ve hak edenlere ulaştırmak devlet
başkanın görevleri arasındadır. Tarihte
bu görev çeşitli şekillerde icra edilmiş, günümüzde de birçok Müslüman ülkede
bir kamu görevi olarak devletin gözetim ve denetiminde yürütülmektedir.Malezya
zekâtın kurumsal olarak eyalet bazında dahi olsa resmi olarak toplanıp
dağıtıldığı bir ülkedir. Her eyalette İslam dini ile ilgili işleri yürütmekle
görevli olan ve kısmen hükümetten ayrı addedilebilecek İslam Konseyi’ne bağlı
olarak zekât kurumları oluşturulmuştur. Bu kurumların bazıları toplama ve
dağıtım işini birlikte yürütmekte bazıları ayrı ayrı iki kurum halinde
yürütmektedir. Kimi eyaletlerde ise zekât toplama tamamen özelleştirilerek bir
şirkete devredilmiştir. Anayasa gereği eyaletler din işlerinde kendi
sultanlarına bağlı olduğu için her eyaletin ayrı müftüsü ve dolayısıyla her
eyalette kısmen de olsa farklılık arz eden zekât uygulamaları görülmekte, her
eyaletin zekâtı kendi içinde toplanmakta ve dağıtılmaktadır.
Devletin
kuruluş değerlerinden biri olarak Anayasal garanti altına alınmış olan
sultanların imtiyaz alanı olan dini konularda merkezi düzenlemeye teşebbüs
edilmemekte ve zekât kurumlarının birleştirilmesi, merkezi bir zekât kurumu
oluşturulması gibi düşünceler hayata geçirilememektedir. Aynı şekilde federasyonun
laik karakteri de zekâtı yasal zorunluluk haline getiren bir düzenlemeyi henüz
kabullenmemiş görünmektedir. Fakat ülkedeki hâkim Şafii gelenekler ve
geleneksel uygulamalar sebebiyle fitrenin ve çeltik öşrünün zekât kurumu
yetkililerine verilmesi zorunlu görülmektedir. Ayrıca nisabın üzerinde
maaş-ücret geliri olanların zekât vermesinin gerekli olduğunu bildiren ve
Malezya açısından yasal düzenleme sayılan yerel müftülük fetvaları
bulunmaktadır. En fazla zekât toplanması düşünülebilecek servet ve sermaye sahiplerinin
gönüllü zekât vermesi beklenmektedir.
19.
yüzyılda palmiye yağı, kakao, kauçuk, kalay gibi zenginlik kaynakları
çıktığında çeltik öşrünü bunlara teşmil edemeyen Malezya İslam yetkilileri son
25 yılda gelir ve ücretlerin zekâta tabi olduğu yönünde güncel bir fetvayı esas
alarak bu alanda âdeta zekât patlamasına yol açmışlardır. Bütün eyaletlerde
toplanan zekâtta en büyük pay gelirden ödenen ve genellikle maaştan otomatik
olarak aylık kestirilen guruba aittir. Bunda bireysel ödenen zekâtın gelir vergisinden
tam olarak düşülebilmesinin de etkisi büyüktür. 2005 yılından itibaren tüzel
kişiliklerin de ödedikleri zekâtı kısmen vergiden düşebilmesi yönünde düzenleme
yapılmıştır.
Zekât
ödemeyi artırmak için özellikle medya araçları vasıtasıyla duyuru, bilgilendirme
ve teşvik etme amaçlı yayınlar yapılmakta ve zekât ödemeyi kolaylaştıracak
modern imkânlar kullanılmaktadır. En çok ve en yaygın kullanılan ödeme yöntemi
zekâtın maaştan doğrudan kesilmesidir. İkinci en yaygın kullanılan yöntem
şehrin birçok noktasında bulunan zekât gişelerinde nakit, çek, İslami kredi
kartı ve banka kartı kullanılarak zekâtın ödenmesidir. Bunların dışında,
internet üzerinden online olarak, internet bankacılığı, telefon bankacılığı ve
ATM’ler kullanılarak, postane gişelerinden, bazı merkezi yerlere yerleştirilmiş
olan kiosk makinelerinden ve sms-zekat uygulamasından zekat ödenebilmektedir.
Zekâtın dağıtımı yıldan yıla ve eyaletten
eyalete farklılık göstermektedir. Genellikle bütün sınıflara zekâttan pay
ödenme gayreti gözlenmekte, fakat bazı eyaletlerde köle sınıfı kalmadığı için
bu gurup altında bir ödeme yapılmamaktadır. Doğrudan temlik olduğu gibi
fakirlere ev inşası gibi dolaylı temlikler de görülmektedir. Projesi olup iş
kurmak isteyen fakirlere verilen sermaye desteklerinin zekât olarak geri
döndüğü görülmüştür. Öğrencilere fukarâ, fîsebîlillâh ve ibnissebîl
sınıflarından burs ve eğitim yardımı yapılmaktadır. Müellefe-i kulûb sınıfından özellikle
yerlilerin İslam’a girişini teşvik etmek üzere bir vakıf kurumuş olması ve
onların yiyecek, giyecek, barınak ve eğitim giderlerinin karşılanması dikkat
çekicidir. Azınlık oldukları ülkelerde mağdur ve mahrum durumda bulunan
Müslümanlara rikâb, müellefe-i kulûb, fîsebîlillâh ve ibnissebîl sınıflarından
yardım yapılmaktadır. Ġārimîn sınıfından ise özellikle yangın,
sel, deprem gibi afetlere maruz kalanlara destek verilmektedir.
Zekâttan
pay almaya hakkı olanların bu hakkını alabilmesi için devlet güçsüzün yanında
yer almalı ve zekâtın ferdi ve toplumsal amaçlarının gerçekleşmesine zemin
hazırlamalıdır. Zekâtın harcama kalemleri arasında bulunan zekât memurları,
kalpleri İslam’a ısındırılacak olanlar, borçlular, Allah yolunda ve yolcular için
harcamalar devlet aklını, siyasetini, iradesini gerekli kılmaktadır. Bu sebeple
zekât kurumsallaşmalı, bütün faaliyetler bir kurum üzerinden organize edilmeli
ve bu organizasyonda devlet gücü ve aklı kullanılmalıdır. Zekât verecek ve
zekât alacakların tespiti ve ödenen zekâtların etkili kullanımı ilgili devlet
kurumlarının işbirliği ile daha iyi sonuç verecektir.
Devlet
kurumlarının da içinde olduğu geniş katılımlı zekât şûraları zekât alanında
güncellenmesi gereken içtihatları ele almalı, adil, tutarlı bir zekât sistemi
için kararlar üretmelidir. Bu kararların pratiğe dönüşmesi için ülkemizde nasıl
bir zekât sisteminin uygulanabileceği de bu şuraların gündemi olmalıdır.
Arkasında devlet iradesini bulunduran resmi veya özerk bir kurum oluşturduktan
sonra uygulamada karşılaşılan sorunlar doğrultusunda iyileştirmeler
yapılacaktır. |
first_indexed | 2024-03-08T08:21:16Z |
format | Article |
id | doaj.art-6a854adfa2cc448bb2d2863ba1447f81 |
institution | Directory Open Access Journal |
issn | 2528-9861 2528-987X |
language | English |
last_indexed | 2024-03-08T08:21:16Z |
publishDate | 2016-12-01 |
publisher | Cumhuriyet University |
record_format | Article |
series | Cumhuriyet İlahiyat Dergisi |
spelling | doaj.art-6a854adfa2cc448bb2d2863ba1447f812024-02-02T05:55:24ZengCumhuriyet UniversityCumhuriyet İlahiyat Dergisi2528-98612528-987X2016-12-0120223527010.18505/cuid.2740362Malezya Kamusal Zekât Uygulaması Üzerineİsmail Yalçın0PAMUKKALE UNIVZekât, zengin ile fakir arasında köprü oluşturan, darda kalanların imdadına yetişen ve böylece toplumsal huzur ve barışa önemli katkı sağlayan mali bir ibadettir. Devletin gözetim ve denetiminde usulüne uygun toplanıp hak edenlere ulaştırıldığı zamanlarda ekonomik açıdan zengin ve fakir arasındaki mesafenin azalmasına, toplumda sosyal yardımlaşma ve dayanışma faaliyetlerinin gelişmesine ve ekonominin canlanmasına destek olmuştur. 1957 yılında İngilizlerden bağımsızlığını kazanan Malezya, bağımsızlıktan sonra ülkenin asıl halkı olan Müslümanların, sömürgecilik ve Çinli göçü sebebiyle ortaya çıkan endişelerini hafifletmek ve ülkenin İslami kimliğini göstermek üzere, hac fonu, zekât kurumu, İslam bankacılığı ve sigortacılığı, helal belgelendirme gibi bazı İslami uygulamalarıyla dikkat çekmiş ve kamusal zekât uygulamasında kendine has bir model geliştirmiştir. Eyalet sistemi sebebiyle bütün ülkede tek merkezden yönetilen bir zekât sistemi kurulamamış olsa da eyalet bazında zekâtın toplanması ve dağıtılması merkezileştirilmiştir. Uygulamanın bazı eksik ve kusurları eleştirilmekte ve zamanla yeni düzenlemeler yapılmaktadır. Buna mukabil ülkemizdeki kamu kontrolünden uzak zekât uygulaması bu ibadetin amacına ulaşmasını olumsuz etkilemektedir. İyi işleyen zekât sistemlerinden istifade ederek ülkemizde de kamu denetiminde bir zekât sisteminin kurulmasına ihtiyaç vardır. Böylece zekâtın amacı doğrultusunda fert ve toplum hayatına yapacağı katkılar daha iyi ortaya çıkabilecektir. Bu makale bu yolda atılmış bir adım olmayı hedeflemektedir. İslam’ın temel ibadetlerinden olan ve aynı zamanda İslam devlet bütçesinin ana gelirlerinden olan zekât, toplumda mal varlığı ve geliri yüksek olanların, mağdur ve muhtaç durumda olanları gözetmesini ve korumasını hedef alarak toplumsal barışa ve huzura katkı yapar. İslam öğretisinde mal ve mülkün asıl sahibi Allah olduğu için nimet ve bolluk içinde olanlar bunları sadece kendisinden bilmemeli, çeşitli sebeplerle ihtiyaçlarını karşılayamayan veya karşılamakta güçlük çekenlere destek olmalıdır. Bu ibadetin toplumsal boyutu ve hak sahipleri bulunduğu için zekâtı toplamak ve hak edenlere ulaştırmak devlet başkanın görevleri arasındadır. Tarihte bu görev çeşitli şekillerde icra edilmiş, günümüzde de birçok Müslüman ülkede bir kamu görevi olarak devletin gözetim ve denetiminde yürütülmektedir.Malezya zekâtın kurumsal olarak eyalet bazında dahi olsa resmi olarak toplanıp dağıtıldığı bir ülkedir. Her eyalette İslam dini ile ilgili işleri yürütmekle görevli olan ve kısmen hükümetten ayrı addedilebilecek İslam Konseyi’ne bağlı olarak zekât kurumları oluşturulmuştur. Bu kurumların bazıları toplama ve dağıtım işini birlikte yürütmekte bazıları ayrı ayrı iki kurum halinde yürütmektedir. Kimi eyaletlerde ise zekât toplama tamamen özelleştirilerek bir şirkete devredilmiştir. Anayasa gereği eyaletler din işlerinde kendi sultanlarına bağlı olduğu için her eyaletin ayrı müftüsü ve dolayısıyla her eyalette kısmen de olsa farklılık arz eden zekât uygulamaları görülmekte, her eyaletin zekâtı kendi içinde toplanmakta ve dağıtılmaktadır. Devletin kuruluş değerlerinden biri olarak Anayasal garanti altına alınmış olan sultanların imtiyaz alanı olan dini konularda merkezi düzenlemeye teşebbüs edilmemekte ve zekât kurumlarının birleştirilmesi, merkezi bir zekât kurumu oluşturulması gibi düşünceler hayata geçirilememektedir. Aynı şekilde federasyonun laik karakteri de zekâtı yasal zorunluluk haline getiren bir düzenlemeyi henüz kabullenmemiş görünmektedir. Fakat ülkedeki hâkim Şafii gelenekler ve geleneksel uygulamalar sebebiyle fitrenin ve çeltik öşrünün zekât kurumu yetkililerine verilmesi zorunlu görülmektedir. Ayrıca nisabın üzerinde maaş-ücret geliri olanların zekât vermesinin gerekli olduğunu bildiren ve Malezya açısından yasal düzenleme sayılan yerel müftülük fetvaları bulunmaktadır. En fazla zekât toplanması düşünülebilecek servet ve sermaye sahiplerinin gönüllü zekât vermesi beklenmektedir. 19. yüzyılda palmiye yağı, kakao, kauçuk, kalay gibi zenginlik kaynakları çıktığında çeltik öşrünü bunlara teşmil edemeyen Malezya İslam yetkilileri son 25 yılda gelir ve ücretlerin zekâta tabi olduğu yönünde güncel bir fetvayı esas alarak bu alanda âdeta zekât patlamasına yol açmışlardır. Bütün eyaletlerde toplanan zekâtta en büyük pay gelirden ödenen ve genellikle maaştan otomatik olarak aylık kestirilen guruba aittir. Bunda bireysel ödenen zekâtın gelir vergisinden tam olarak düşülebilmesinin de etkisi büyüktür. 2005 yılından itibaren tüzel kişiliklerin de ödedikleri zekâtı kısmen vergiden düşebilmesi yönünde düzenleme yapılmıştır. Zekât ödemeyi artırmak için özellikle medya araçları vasıtasıyla duyuru, bilgilendirme ve teşvik etme amaçlı yayınlar yapılmakta ve zekât ödemeyi kolaylaştıracak modern imkânlar kullanılmaktadır. En çok ve en yaygın kullanılan ödeme yöntemi zekâtın maaştan doğrudan kesilmesidir. İkinci en yaygın kullanılan yöntem şehrin birçok noktasında bulunan zekât gişelerinde nakit, çek, İslami kredi kartı ve banka kartı kullanılarak zekâtın ödenmesidir. Bunların dışında, internet üzerinden online olarak, internet bankacılığı, telefon bankacılığı ve ATM’ler kullanılarak, postane gişelerinden, bazı merkezi yerlere yerleştirilmiş olan kiosk makinelerinden ve sms-zekat uygulamasından zekat ödenebilmektedir. Zekâtın dağıtımı yıldan yıla ve eyaletten eyalete farklılık göstermektedir. Genellikle bütün sınıflara zekâttan pay ödenme gayreti gözlenmekte, fakat bazı eyaletlerde köle sınıfı kalmadığı için bu gurup altında bir ödeme yapılmamaktadır. Doğrudan temlik olduğu gibi fakirlere ev inşası gibi dolaylı temlikler de görülmektedir. Projesi olup iş kurmak isteyen fakirlere verilen sermaye desteklerinin zekât olarak geri döndüğü görülmüştür. Öğrencilere fukarâ, fîsebîlillâh ve ibnissebîl sınıflarından burs ve eğitim yardımı yapılmaktadır. Müellefe-i kulûb sınıfından özellikle yerlilerin İslam’a girişini teşvik etmek üzere bir vakıf kurumuş olması ve onların yiyecek, giyecek, barınak ve eğitim giderlerinin karşılanması dikkat çekicidir. Azınlık oldukları ülkelerde mağdur ve mahrum durumda bulunan Müslümanlara rikâb, müellefe-i kulûb, fîsebîlillâh ve ibnissebîl sınıflarından yardım yapılmaktadır. Ġārimîn sınıfından ise özellikle yangın, sel, deprem gibi afetlere maruz kalanlara destek verilmektedir. Zekâttan pay almaya hakkı olanların bu hakkını alabilmesi için devlet güçsüzün yanında yer almalı ve zekâtın ferdi ve toplumsal amaçlarının gerçekleşmesine zemin hazırlamalıdır. Zekâtın harcama kalemleri arasında bulunan zekât memurları, kalpleri İslam’a ısındırılacak olanlar, borçlular, Allah yolunda ve yolcular için harcamalar devlet aklını, siyasetini, iradesini gerekli kılmaktadır. Bu sebeple zekât kurumsallaşmalı, bütün faaliyetler bir kurum üzerinden organize edilmeli ve bu organizasyonda devlet gücü ve aklı kullanılmalıdır. Zekât verecek ve zekât alacakların tespiti ve ödenen zekâtların etkili kullanımı ilgili devlet kurumlarının işbirliği ile daha iyi sonuç verecektir. Devlet kurumlarının da içinde olduğu geniş katılımlı zekât şûraları zekât alanında güncellenmesi gereken içtihatları ele almalı, adil, tutarlı bir zekât sistemi için kararlar üretmelidir. Bu kararların pratiğe dönüşmesi için ülkemizde nasıl bir zekât sisteminin uygulanabileceği de bu şuraların gündemi olmalıdır. Arkasında devlet iradesini bulunduran resmi veya özerk bir kurum oluşturduktan sonra uygulamada karşılaşılan sorunlar doğrultusunda iyileştirmeler yapılacaktır.https://dergipark.org.tr/tr/pub/cuid/issue/24749/274036?publisher=cumhuriyetmalezyazekâtmerkezileştirmekamusallaştırmakurumsallaştırmamodern sorunlarmalaysiazakatcentralizationnationalizationinstitutionalizationmodern problems |
spellingShingle | İsmail Yalçın Malezya Kamusal Zekât Uygulaması Üzerine Cumhuriyet İlahiyat Dergisi malezya zekât merkezileştirme kamusallaştırma kurumsallaştırma modern sorunlar malaysia zakat centralization nationalization institutionalization modern problems |
title | Malezya Kamusal Zekât Uygulaması Üzerine |
title_full | Malezya Kamusal Zekât Uygulaması Üzerine |
title_fullStr | Malezya Kamusal Zekât Uygulaması Üzerine |
title_full_unstemmed | Malezya Kamusal Zekât Uygulaması Üzerine |
title_short | Malezya Kamusal Zekât Uygulaması Üzerine |
title_sort | malezya kamusal zekat uygulamasi uzerine |
topic | malezya zekât merkezileştirme kamusallaştırma kurumsallaştırma modern sorunlar malaysia zakat centralization nationalization institutionalization modern problems |
url | https://dergipark.org.tr/tr/pub/cuid/issue/24749/274036?publisher=cumhuriyet |
work_keys_str_mv | AT ismailyalcın malezyakamusalzekatuygulamasıuzerine |