Dişeti çekilmelerinin tedavisinde farklı cerrahi teknikler ile birlikte mine matriks türevlerinin kullanımı: Bir olgu sunumu

Dişeti çekilmelerinin tedavisinde, uzun birleşim epiteli ile sonuçlanan konvansiyonel cerrahi teknikler dışında, çıplak kök yüzeylerinde periodontal rejenerasyonu sağlamak amacıyla son yıllarda mine matriks türevleri (MMT) kullanımı gündeme gelmiştir. Yapılan çalışmalarda MMT’nin yeni periodon...

Full description

Bibliographic Details
Main Authors: Hacer Şahin Aydınyurt, Eylem Ayhan Alkan
Format: Article
Language:English
Published: Selçuk University 2014-12-01
Series:Selcuk Dental Journal
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/253653
Description
Summary:Dişeti çekilmelerinin tedavisinde, uzun birleşim epiteli ile sonuçlanan konvansiyonel cerrahi teknikler dışında, çıplak kök yüzeylerinde periodontal rejenerasyonu sağlamak amacıyla son yıllarda mine matriks türevleri (MMT) kullanımı gündeme gelmiştir. Yapılan çalışmalarda MMT’nin yeni periodontal ligament, kemik, sement oluşumunu uyardığı gösterilmiştir. Bu olgu raporunun amacı: kök yüzeyi kapatılmasında, koronale pozisyone flep (KPF) ile birlikte MMT, epitel bant içeren subepitelyal bağ dokusu grefti (EBDG) ve epitel bant içermeyen supepitelyal bağ dokusu grefti (BDG) ile birlikte MMT uygulamalarının etkinliğinin klinik olarak değerlendirilmesidir. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ne dişeti çekilmesi şikayeti ile başvuran 33 yaşında, sistemik olarak sağlıklı erkek hastaya ait alt, üst çene kanin dişlerde bulunan dişeti çekilmeleri periodontal plastik cerrahi yöntemler ile tedavi edilmiştir. Başlangıç periodontal tedaviyi takiben hasta yeniden değerlendirilmiş ve cerrahi operasyonlar gerçekleştirilmiştir. 13, 23 nolu dişlerde bulunan Miller sınıf 1 dişeti çekilmeleri, KPF+MMT ile tedavi edilirken, 43 nolu dişteki Miller sınıf I dişeti çekilmesi BDG+MMT ile, 33 nolu dişte bulunan Miller sınıf II dişeti çekilmesi EBDG+MMT ile tedavi edilmiştir. Klinik parametreler; sondalama derinliği, klinik ataşman seviyesi, keratinize doku yüksekliği, çekilme derinliği, çekilme genişliği, yapışık dişeti genişliği operasyon öncesinde, operasyon sonrası 6. ayda ve operasyon sonrası 3. yılda değerlendirilmiştir. Operasyon sahasının yara iyileşme indeksi cerrahi sonrası 1. ve 4. haftada kaydedilmiştir. Kullanılan üç teknikte de yapışık dişeti genişliğinde ve keratinize doku yüksekliğinde artış, dişeti çekilme genişliği ve derinliğinde azalma, sondalama derinliğinde azalma, klinik ataşman seviyesinde kazanç görülmüştür. Bu olgu raporundan elde edilen klinik veriler KPF+MMT, EBDG+MMT, BDG+MMT tekniklerinin açık kök yüzeyinin kapatılmasında başarılı olduklarını göstermektedir.
ISSN:2148-7529