Akut İskemik İnmede Yeni Bir Biyobelirteç Olan Serum NR2 Düzeyinin İnmenin Şiddeti ve Prognozu ile İlişkisi

Giriş: Akut iskemik inme tanısı için klinik deneyim ve görüntüleme bulgularını destekleyecek kan testine ihtiyaç vardır. Bu çalışma- da serum NR2 antikor düzeyinin akut iskemik inme tanısındaki değerinin ortaya konması amaçlandı. Gereç ve yöntem: Çalışmaya prosfektif olarak, çalışmaya alınma kriter...

Full description

Bibliographic Details
Main Authors: Fikri Ak, Sevilay Sezer, Mehmet İlker Yön, Cevdet Zungun, Erdem Gürkaş, Ersin Kasım Ulusoy
Format: Article
Language:English
Published: Selcuk University Press 2013-01-01
Series:Genel Tıp Dergisi
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2156784
Description
Summary:Giriş: Akut iskemik inme tanısı için klinik deneyim ve görüntüleme bulgularını destekleyecek kan testine ihtiyaç vardır. Bu çalışma- da serum NR2 antikor düzeyinin akut iskemik inme tanısındaki değerinin ortaya konması amaçlandı. Gereç ve yöntem: Çalışmaya prosfektif olarak, çalışmaya alınma kriterlerini dolduran 64 iskemik inmeli hasta ile 68 sağlıklı gönüllü dahil edildi. İskemik inmenin akut döneminde serum NR2 anikor düzeyi ELİSA yöntemi ile ölçüldü. İnmenin şiddeti ve prognozu, giriş NIH İnme Skalası, 3. Ay modifiye Rankin Skalası ve Barthel indexi skorları ile, enfarkt hacmi AXBXC/2 hesaplamasıyla belirlendi. Sonuçlar Kolmogorov Smirnov, Tukey HSD, Wilcoxon ve Mann-Whitney U Testi kullanılarak NR2 düzeyi ile kıyaslandı. Bulgular: Ortalama serum NR2 antikor düzeyi iskemik inme grubunda 2.64±1.43 iken, kontrol grubunda 2.28±1.13 idi. Gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi. S100B değerlerinin yaş, cinsiyet, koroner arter hastalığı, diyabetes mellitus, hiperlipidemi, hipertansiyon, periferik damar hastalığı, sigara içiminden etkilenmediği görülmüştür. Sonuç: Bu çalışma sonuçları NR2 antikor düzeyinin akut iskemik inmeli hastalardaki serum düzeylerinin normal kontrollere göre farklı olmadığını gösterdi. Bu verilere göre iskemik inmede NR2 antikor düzeyinin etkili bir rol almadığını düşünüyoruz
ISSN:2602-3741