Restoranları Deneyimleyen Misafirlerin Neofobi ve Neofili Düzeylerinin Belirlenmesi: Kapadokya Örneği
İnsanların yiyeceğe karşı besledikleri psikolojik yaklaşım yiyecekleri tüketip tüketmemelerinde etkili olmaktadır. Neofobi ve neofili, insanların yemek deneyimi gerçekleştirmelerinde etkili olan önemli bir unsurdur. Yemek neofobisi veya neofilisi yemek deneyimi esnasında veya öncesinde oluşabilme...
Main Authors: | , |
---|---|
Format: | Article |
Language: | Turkish |
Published: |
Tutad
2020-04-01
|
Series: | Türk Turizm Araştırmaları Dergisi |
Subjects: | |
Online Access: | https://www.tutad.org/2020/vol4_issue2_article50_fulltext.pdf |
Summary: | İnsanların yiyeceğe karşı besledikleri psikolojik yaklaşım yiyecekleri tüketip tüketmemelerinde
etkili olmaktadır. Neofobi ve neofili, insanların yemek deneyimi gerçekleştirmelerinde etkili olan
önemli bir unsurdur. Yemek neofobisi veya neofilisi yemek deneyimi esnasında veya öncesinde
oluşabilmektedir. Bu çalışmada Kapadokya bölgesindeki restoranları deneyimleyen misafirlerin
neofobi (gıdaya karşı duyulan korku) ve neofili (gıdaya karşı duyulan heyecan-merak)
düzeylerinin sahip olunan özellikler (cinsiyet, medeni durum, yaş, eğitim düzeyi, gelir düzeyi)
açısından belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda nicel veri toplama yöntemi
kullanılmıştır. Veriler Kapadokya bölgesini ziyaret eden ve restoranlarda yeme deneyimi
yaşayan misafirlerden elde edilmiştir. Ankette “Gıda Neofobisi” ve “Gıda Neofili” ölçeği olmak
üzere toplam 13 ifade kullanılmıştır. Ölçeklerin yanı sıra katılımcıların bireysel özelliklerini ölçen
5 ifade yer almaktadır. Bireylerin neofobi ve neofili düzeylerini belirlemek için bağımsız T-Testi
ve ANOVA testleri kullanılmıştır. Yapılan analizlerden elde edilen sonuçlarda, Kapadokya
bölgesindeki restoranları deneyimleyen misafirlerin cinsiyet ve medeni durumları ile neofobi ve
neofili arasında anlamlı farklılığın olmadığı, yaş ve gelir seviyeleri ile neofobi ve neofilileri
arasında anlamlı farklılık olduğu, eğitim durumu ile yalnızca neofili arasında anlamlı bir
farklılığın olduğu sonucuna ulaşılmıştır. |
---|---|
ISSN: | 2587-0890 2587-0890 |