Vatikan Kütüphanesi’ndeki Kur’ân Elyazmaları Üzerine Biçim ve İçerik Açısından Bir Araştırma
Öz: Kur’ân metninin yazım tarihi, vahyin nüzul dönemiyle başlamaktadır. Kur’ân tarihi araştırma alanlarından biri olan elyazması Kur’ân nüshaları, Müslüman ve Batılı araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Birçok müze ve kütüphanede elyazması Kur’ân nüshaları mevcuttur. Her bir nüshanın imlâ özellikler...
Main Author: | |
---|---|
Format: | Article |
Language: | English |
Published: |
Cumhuriyet University
2017-12-01
|
Series: | Cumhuriyet İlahiyat Dergisi |
Subjects: | |
Online Access: | https://dergipark.org.tr/tr/pub/cuid/issue/32430/322503?publisher=cumhuriyet |
Summary: | Öz: Kur’ân metninin yazım tarihi, vahyin nüzul dönemiyle başlamaktadır.
Kur’ân tarihi araştırma alanlarından biri olan elyazması Kur’ân nüshaları,
Müslüman ve Batılı araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Birçok müze ve
kütüphanede elyazması Kur’ân nüshaları mevcuttur. Her bir nüshanın imlâ
özellikleri, hattı, tezyini, cildi, varak ve satır sayısı, ait olduğu yıl gibi
farklı karakteristiği bulunmaktadır. Bu makale Vatikan Kütüphanesi’nin Vaticani
arabi, Borgiani arabi, Barberiniani orientali ve Rossiani
Koleksiyonlarında bulunan 110 adet Kur’ân elyazması üzerine yapılmış bir
araştırmadır. Bu elyazmalarının tarihleri, 1/7. yy. (?) ve 13/19. yy. arasında
değişmektedir. Çalışmamız, bu yazmaların bazı temel fiziksel ve muhteva özelliklerini
kronolojik olarak ele almayı ve tarih boyunca Kur’ân metninin yazım özelliklerini
tespit etmeyi amaçlamaktadır. Makalede Kur’ân yazmalarının sûre başlıklarında yer
alan farklı sûre isimleri ve sûrelerin Mekkî veya Medenî olmasına dair bilgiler
de incelenmiştir.Özet: Her bir Kur’an elyazmasının
farklı karakteristiği vardır. Bu özellikler mushaf yazımı ve Kur’ân tarihi
alanlarında kıymetli bilgiler sunmaktadır. Elyazma bir mushafın yazımında
tercih edilen hat, mürekkep renkleri, ciltleri, serlevha Kur’ân sayfasının özellikleri,
ketebe sayfasında yer alan açıklamalar, sûre başlarında sûre
isimlerinin, Mekkî-Medenî bilgisinin ve âyet sayılarının mevcut olup olmaması,
metinde âyet numaralarının yazılıp yazılmaması, cuzʾ, ʿaşr, ḥizb
vb. bilgilerin sayfa kenarlarında yer alıp almaması gibi konular mushaf yazımı
konusuna kaynaklık teşkil etmektedir. Bununla birlikte her bir sûrenin
başlığında yer alan sûre isimleri, âyet sayıları ve Mekkî-Medenî bilgisi,
ayrıca kıraat farklılıkları tefsîr usûlü araştırmalarına; âyette geçen
bir kelimenin anlamına dair bazı nüshaların sayfa kenarlarında yer alan
açıklamalar ise âyetlerin tefsîrlerine katkılar sağlamaktadır.Bu makalede Vatikan Kütüphanesi’nin Vaticani arabi, Barberiniani
orientali, Borgiani arabi ve Rossiani koleksiyonlarında mevcut 110
adet Kur’ân elyazması incelenmektedir. Vaticani arabi 73, Borgiani
arabi 25, Barberiniani orientali 11 ve Rossiani 2 adet
elyazma Kur’ân veya Kur’ân cüzleri içermektedir. Bu
araştırma için her bir nüsha incelenmiştir; ancak makalenin sınırları göz
önünde bulundurularak bazı yazmaların tespit edilebilen fiziksel ve muhteva
özelliklerine yüzyıllarına göre kronolojik olarak yer verilmiştir. Araştırmada
Giorgio Levi della Vida (1886-1967) ve
Carlo Alberto Anzuini’nin katalog kayıtlarına müracaat edilmiştir. Ayrıca
makalede sûre başlıklarında yer alan sûre isimleri ve Mekkî-Medenî bilgisi
incelenmektedir.Kütüphane’ye farklı coğrafyalardan
gelen Kur’an yazmalarında en fazla kullanılan hat çeşitleri şunlardır: Maġribī
(19 yazma) ve nesiḫ-Osmanlı (66 yazma). Maġribī nüshaların temel
özellikleri şu şekildedir: Bu yazmalarda metinlerin koyu kahverengi,
harekelerin koyu kırmızı, şedde ve cezmlerin mavi mürekkepli, hemze
işaretlerinin turuncu yazılması ve âyet sonlarının tezyinli daire şeklinde
olması 6-7/12-13. yy. nüshalarında görülmektedir. Aynı özellikler 8/14. ve
9/15. yy. yazmalarında da mevcuttur. Bu maġribī nüshalar içerisinde secde
kelimesinin, secde âyetinin hizasında yazılması da bir 6-7/12-13. yy.
mushafında yer almıştır (Borg. Ar. 51).Nesiḫ-Osmanlı
nüshaların temel özellikleri şöyledir: Âyet sonlarının kırmızı mürekkeple üçgen
şeklinde üç nokta ve ters virgüle benzeyen bir formda belirtilmesi 9/15. yy.
nüshalarında bulunmaktadır (Vat. Ar. 195). Bu yüzyıl elyazmalarında âyet
sonlarında âyet numaraları yazılmamıştır. Bununla birlikte günümüz
mushaflarında mevcut özelliklerin kadim örneklerini bu yüzyıla ait bir yazmada
(Vat. Ar. 195) görmek mümkündür. Bunlar: Vakıf işaretleri kırmızı yazılmıştır. Secde
ibaresi, secde âyetinin bulunduğu satırın sonunda siyah mürekkeple
belirtilmiştir. Ḥizb kelimesinin sayfa kenarında yazılmış olduğu
görülmektedir. Sûre başlıklarında sûrenin ismi, Mekkî-Medenî bilgisi ve âyet
sayısı yer almaktadır. Sayfa sonlarında taʿḳībe bulunmaktadır. 10/16.
yy. Kur’an yazmalarının sonunda ve ilk kez hatim duasının yer aldığı (Barb. Or.
72) görülmüştür. Bu yüzyıla ait bir nüshanın (Barb. Or. 72) sûre başlıklarında
“Mekkî” yerine “Mekke’de nâzil oldu” veya “Medenî” yerine “Medine’de nâzil
oldu” ifadeleri yer almaktadır. Bir 11/17. yy. elyazmasında (Borg. Ar. 184) cuzʾ
numaralarının rakamla da yazılmış olduğu görülmektedir. Yazma mushaflarda “ربع حزب, نصف حزب”
gibi ibareleri 12/18. yüzyılda görmekteyiz.Yazmaların
sûre başlıklarında yer alan sûre isimleri, yaygın olarak bilinenlerden farklı
olabilmektedir. İncelediğimiz elyazmalarında otuz dokuz sûre farklı isimlerle
yer almıştır. İbrâhîm Sûresi’nin el-ḫalīl; es-Secde Sûresi’nin sûretu’l-ḫarīr;
Sebe Sûresi’nin es-seyyāḥūn; Mücâdele Sûresi’nin cādele;
et-Tekvîr Sûresi’nin el-ʿişār; eş-Şems Sûresi’nin ve’l-leyli iẕā
yaġşā; el-Hümeze Sûresi’nin lumeze; el-Mâûn Sûresi’nin miskīn;
el-İsrâ Sûresi’nin esrā, et-Tekasür Sûresi’nin el-meḳābir ve el-ḳabr;
el-İnsan Sûresi’nin selāsilā ve el-Mutaffifîn Sûresi’nin el-ebrār
şeklinde isimlendirilmesi de klasik kaynaklarda tespit edilememiştir.Kur’ân elyazmalarının sûre
başlıklarında, sûrelerin Mekkî veya Medenî olduğuna dair açıklamalar
bulunmaktadır. Ancak her bir elyazmasında bu özellik bulunmamaktadır.
Başlıklarında Mekkî-Medenî bilgisi yer alan nüshalarda ise her sûrede bu
bilginin yer almadığı yazmalar söz konusudur. Diğer
taraftan çok ayrıntılı Mekkî-Medenî bilgisi yer alan nüshalar da mevcuttur. Sûrelerin
Mekkî veya Medenî oluşuna dair ‘ulûmu’l-Kur’ân literatürünün aktardığı
ihtilafların, incelediğimiz elyazmalarında da yer aldığı görülmektedir. Sûre
başlıklarında Mekkî-Medenî bilgisi bulunan nüshalarda, sadece Mekkî oldukları
kaydedilen 47 sûre hariç diğer sûrelerin hem Mekkî hem de Medenî olduklarına
dair bilgiler mevcuttur. Yazmalarda sadece Medenî olduğu zikredilen bir sûre
bulunmamaktadır. Dolayısıyla bir sûrenin nüzul dönemine dair Medenî olup
olmadığı konusunda daha çok ihtilaf olduğu anlaşılmaktadır. İncelediğimiz
elyazmaları içinde bir sûrenin Mekkî ya da Medenî olduğuna dair detaylı
bilgiler içeren nüshalar bulunmaktadır. Bunlar arasında Vat. Ar. 1484 (9/15.
yy.) şu özelliğiyle dikkat çekmektedir: Bu yazmanın sûre başlıklarında sadece
Mekkî veya Medenî bilgisi değil, varsa müstesna âyetler de zikredilmektedir.
Örneğin bu bilgi el-En‘âm Sûresi’nin başlığında şöyle kaydedilmiştir: “سورة الانعام نزلت جملة واحدة بمكة الا ثلث ايات انزلت
بالمدينة قوله قل تعالوا أتل ما حرم ربكم عليكم لعلكم تتقون”. Müstesna âyetlerin
zikredildiği diğer sûreler şunlardır: En-Nahl, el-Hac, eş-Şuarâ, Lokmân,
es-Secde ve ez-Zümer. Vat. Ar. 1588 (11-12/17-18. yy.) sûrelerin başlıklarında müstesna âyetlerin sadece
sayısını zikretmekte, ancak hangi âyetlerin olduğunu belirtmemektedir. Örneğin,
“el-İsrâ: مكية و قيل
مدنية غير ثلث ايات”.Vat. Ar. 1597 numaralı elyazma
Kur’ân’ın sûre başlıklarında âyet, kelime ve harf sayılarına dair ayrıntılı
bilgiler mevcuttur. Örneğin en-Nisâ Sûresi’nin başlığında şunlar yazmaktadır: “اياتها ق ع اختلافها ب كلماتهاغج ذ م ه
حروفها غيول”. Bu açıklamada yer alan Arapça harflerin bir sayı değeri (ebced)
vardır. Buna göre sûrenin âyet sayısı 170, bir önceki veya bir sonraki âyetle
birleştirilip birleştirilmemesinde ihtilaf olanların sayısı 2, kelime sayısı
3.745 ve harf sayısı 16.030’dur.Yazma
mushaflar üzerinde tashihler yapılmıştır. Bu düzeltmeler yazım esnasında da
olmuş olabilir ya da yazım aşaması bittikten sonra mushafın, tedavüle girmeden,
mukabele edilmesi sırasında fark edilerek yapılmış olabilir. Kur’ân yazmaları
üzerinde görülen bu yazım hataları ezberden yazılmış olma ihtimalini
düşündürmektedir. Yazım esnasında müşabihine kayma söz konusu olabilmiştir.
Başka bir nüshaya bakarak yazan bir müstensih de benzer hatalar yapabilir.Sonuç
olarak, Kur’ân elyazmaları üzerine yapılan incelemeler mushaf yazımının farklı
özelliklerini ortaya çıkarmaktadır. Türkiye’de lisansüstü düzeyde tefsir
tezlerinin sayısı artmakla birlikte genelde Kur’an yazmalarını, özelde kadim
bir Kur’an elyazmasını inceleyen doktora tezi henüz yapılmamıştır. Konuya dair
bir yüksek lisans tezi ise yakın dönemde tamamlanmıştır. Dolayısıyla İslâmî
ilimler alanında Kur’an yazmalarının muhteva ve fiziksel özelliklerini ele alan
lisansüstü düzeyde derslerin ihdas edilmesi Kur’an tarihi ve tefsir araştırmalarını
güçlendirecektir. |
---|---|
ISSN: | 2528-9861 2528-987X |