Bir Felsefî Ahlâk Tebliği

Resmi tanımları bir kenara bırakarak ve bilimin gerçeklerle uğraştığı gibi; felsefenin ne olduğu ne olması gerektiği ve insan ilgisinin diğer tüm nesneleri kapsamlı bir kavrayışta uzlaştırmaya çalıştığı gibi ahlakın da temelde bir hak duygusu olduğunu söyleyebiliriz. Geçmişte ahlaktan bahsederken bi...

Full description

Bibliographic Details
Main Authors: Osman Zahid ÇİFÇİ, William M. SALTER
Format: Article
Language:Arabic
Published: Aksaray University 2022-12-01
Series:Mütefekkir
Subjects:
Online Access:https://mutefekkir.aksaray.edu.tr/mutefekkir/article/view/602
_version_ 1797850392357240832
author Osman Zahid ÇİFÇİ
William M. SALTER
author_facet Osman Zahid ÇİFÇİ
William M. SALTER
author_sort Osman Zahid ÇİFÇİ
collection DOAJ
description Resmi tanımları bir kenara bırakarak ve bilimin gerçeklerle uğraştığı gibi; felsefenin ne olduğu ne olması gerektiği ve insan ilgisinin diğer tüm nesneleri kapsamlı bir kavrayışta uzlaştırmaya çalıştığı gibi ahlakın da temelde bir hak duygusu olduğunu söyleyebiliriz. Geçmişte ahlaktan bahsederken bir bilim dalı olduğundan söz etmiş olabiliriz; ancak şimdi, ‘bilim’, gözlem ve deney yöntemleriyle ele alınabilecek şeylerle ilişkili olduğundan ve ahlak ne görülebilen ne idare edilen ne deneyimlenen; ancak sadece zihin için doğru olan salt ideal kavramlarla ilgilendiğinden dolayı etiği bilimden ayırmak düşüncelerimizin netleşmesini sağlayacaktır. Örneğin, "Başkalarının sana yapmalarını istediğin şeyleri sen de yap" özdeyişi ne olduğunu (geçmişte), ne olmakta olduğunu (günümüzde) veya ne olacağını belirtmez: (ama) ne olması gerektiğini belirleyen bir kuraldır. Bu husus deneyimle elde edilemez veya bir tecrübe temeline dayanmaz; (sadece) aklın bir talebidir. Herhangi bir bireyin özdeyişler bağlamında ne kadar davranış sergilediği elbette bilim için bir sorudur ve tamamen bilimsel yöntemlere göre karar verilmelidir; insanların ne yapmaları gerektiğine dair ideal kavramların, onların gerçekte ne yapacaklarını belirlemede en ufak bir değeri yoktur; ahlaki idealizm ve tarihsel gerçekçilik tamamen uyum içindedir. Ancak her insan özdeyiş çerçevesinde davranış sergilese de bu tür bir bilgi kurala değil, yalnızca olguya dayalı olacaktır ve insanların neden böyle davranması gerektiğini belirlemek için çare spekülasyona başvurmak olacaktır.
first_indexed 2024-04-09T19:00:36Z
format Article
id doaj.art-c16b2885bbe5459fa0701ee32439e600
institution Directory Open Access Journal
issn 2148-5631
2148-8134
language Arabic
last_indexed 2024-04-09T19:00:36Z
publishDate 2022-12-01
publisher Aksaray University
record_format Article
series Mütefekkir
spelling doaj.art-c16b2885bbe5459fa0701ee32439e6002023-04-08T12:21:31ZaraAksaray UniversityMütefekkir2148-56312148-81342022-12-0156356810.30523/mutefekkir.1219618371Bir Felsefî Ahlâk TebliğiOsman Zahid ÇİFÇİ0https://orcid.org/0000-0003-0348-594XWilliam M. SALTER1Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Din Felsefesi Anabilim DalıChicago ÜniversitesiResmi tanımları bir kenara bırakarak ve bilimin gerçeklerle uğraştığı gibi; felsefenin ne olduğu ne olması gerektiği ve insan ilgisinin diğer tüm nesneleri kapsamlı bir kavrayışta uzlaştırmaya çalıştığı gibi ahlakın da temelde bir hak duygusu olduğunu söyleyebiliriz. Geçmişte ahlaktan bahsederken bir bilim dalı olduğundan söz etmiş olabiliriz; ancak şimdi, ‘bilim’, gözlem ve deney yöntemleriyle ele alınabilecek şeylerle ilişkili olduğundan ve ahlak ne görülebilen ne idare edilen ne deneyimlenen; ancak sadece zihin için doğru olan salt ideal kavramlarla ilgilendiğinden dolayı etiği bilimden ayırmak düşüncelerimizin netleşmesini sağlayacaktır. Örneğin, "Başkalarının sana yapmalarını istediğin şeyleri sen de yap" özdeyişi ne olduğunu (geçmişte), ne olmakta olduğunu (günümüzde) veya ne olacağını belirtmez: (ama) ne olması gerektiğini belirleyen bir kuraldır. Bu husus deneyimle elde edilemez veya bir tecrübe temeline dayanmaz; (sadece) aklın bir talebidir. Herhangi bir bireyin özdeyişler bağlamında ne kadar davranış sergilediği elbette bilim için bir sorudur ve tamamen bilimsel yöntemlere göre karar verilmelidir; insanların ne yapmaları gerektiğine dair ideal kavramların, onların gerçekte ne yapacaklarını belirlemede en ufak bir değeri yoktur; ahlaki idealizm ve tarihsel gerçekçilik tamamen uyum içindedir. Ancak her insan özdeyiş çerçevesinde davranış sergilese de bu tür bir bilgi kurala değil, yalnızca olguya dayalı olacaktır ve insanların neden böyle davranması gerektiğini belirlemek için çare spekülasyona başvurmak olacaktır.https://mutefekkir.aksaray.edu.tr/mutefekkir/article/view/602felsefeahlâkwilliam m. salter
spellingShingle Osman Zahid ÇİFÇİ
William M. SALTER
Bir Felsefî Ahlâk Tebliği
Mütefekkir
felsefe
ahlâk
william m. salter
title Bir Felsefî Ahlâk Tebliği
title_full Bir Felsefî Ahlâk Tebliği
title_fullStr Bir Felsefî Ahlâk Tebliği
title_full_unstemmed Bir Felsefî Ahlâk Tebliği
title_short Bir Felsefî Ahlâk Tebliği
title_sort bir felsefi ahlak tebligi
topic felsefe
ahlâk
william m. salter
url https://mutefekkir.aksaray.edu.tr/mutefekkir/article/view/602
work_keys_str_mv AT osmanzahidcifci birfelsefiahlaktebligi
AT williammsalter birfelsefiahlaktebligi