Summary: | Cinsiyetler arası geleneksel
iş bölümündeki kadının ev içi işlerden, erkeğin de ev dışı ve evi geçindirmeyi
sağlayacak işlerden sorumlu olduğu anlayışı günümüzde kısmen geçerliliğini
yitirmiştir. Zira kadınlar da artık hem maddi hem de manevi diyebileceğimiz
kendini geliştirme, hayata katma değer katma gibi birçok sebeple ev dışı ve
kazanç sağlayıcı işlerde çalışabilmektedir. Hatta çevremizde birçok bekâr erkek
farklı saiklerle eş olarak çalışan kadın istemektedir. Bu geleneksel aile
yapısındaki değişmeyi de gösterir. Geleneksel aile yapısı değişmiştir ancak
geleneksel aileye, kadına bakış pek de değişmemiştir. Ayrıca bu bakışın dindar
erkeklerde daha baskın olduğu görülmektedir. Bunu kadının çalışmasına ve ev içi
sorumluluklarına bakışta görmek mümkündür. Bu çalışmadan çıkan sonuçlar da bunu
teyit eder biçimdedir. Çalışmamız kapsamında erkeklerin kadının çalışmasına ve
aile hayatı ile ilişkisine bakışı aşağıdaki şekilde özetlenebilir: Erkeklerin
Kadının Çalışmasına Bakışı1.
İster dindar olsun ister olmasın erkeklerin çoğunluğu ‘çalışan kadın’
ifadesinden ‘bir işyerinde ücret karşılığı çalışan kadını’ anlamaktadır. Bu
anlayış dindar erkeklerde dindar olmayanlara oranla daha çoktur.2.
Eğitimle doğru orantılı olarak kadınların çalışma hayatına girişi gün geçtikçe
artmaktadır. Bu artışın devamı ‘Kadınlar çalışma hayatı içinde daha çok yer
almalıdır’ şeklinde bir temenniye dönüştüğünde dindar erkeklerin yarısı, dindar
olmayan erkeklerin 1/5’i bu temenniye katılmamaktadır. 3.
‘Çalışan kadınlar çalışmayan kadınlardan daha mutlu’ olduğu görüşüne dindar
erkeklerin yarısından fazlası katılmamaktadır. Yani onlara göre çalışan kadın
çalışmayan kadından daha mutsuzdur. Dindar olmayan erkekler çalışan kadının mı,
çalışmayan kadının mı daha mutlu olduğu konusunda net değildir. Çünkü ‘çalışan
kadınların çalışmayan kadınlardan daha mutlu’ olduğu görüşüne katılanların ve
katılmayanların oranları aynıdır. 4.
Hem dindar erkeklerde hem de dindar olmayan erkeklerde ‘çalışma hayatında kadın
işi, erkek işi diye bir ayrım’ olması gerektiği kanaatinde olanların oranı
olmayanlardan daha yüksektir. Ancak dindar erkelerde bu oran dindar olmayan
erkeklere göre daha yüksektir. 5.
İster dindar olsun ister olmasın bütün erkeklerde ‘çalışma hayatına giren bir
kadının dindarlığının zayıflamadığı’ kanaatine sahip olanların oranı olmayanlardan
daha yüksektir. Ancak bu kanaat dindar olmayan erkeklerde daha yüksektir. 6.
Kadınların çalışması toplumun bir kesimince uygun bulunmamakta, ancak bazı özel
durumlarda çalışmasının uygun olacağı söylenmektedir. Bu özel durumlar kadının
bakıma muhtaç çocuğunun olmaması ve evi geçindirecek bir erkeğin
bulunmamasıdır. Ancak bu iki özel durumda kadın çalışabilir görüşünün birinci
kısmına yani çocuğun olmaması durumunda çalışabilirliğine erkeklerin çoğunluğu
karşı çıkmaktadır. Yani çocuk olsa da kadın çalışabilir demektedirler. Ancak
evi geçindirecek erkeğin bulunmadığı durumda kadının çalışmasını uygun buluş
çocuklu durumdan daha yüksektir. Bu geleneksel bir yapının da göstergesi
sayılabilir. Ayrıca dindar erkeklerin yarısı evi geçindirecek erkek
bulunmadığında ancak kadının çalışmasını uygun bulmaktadır. Bu da İslam dininin
ev geçimini erkeğin sorumluğuna vermesinden kaynaklandığı için olmalıdır.Erkeklerin
kadının çalışması ve ev hayatı ilişkisine bakışı. 1.
Kadınlar ev ve iş hayatı arasında bazen birini diğerine öncelemek durumunda
kalabilmektedir. Bu kadının tercihinden de toplumun kadından beklentisinden
olabilir. Çünkü özellikle muhafazakâr kesimde kadının önceliğinin evi olması
gerektiği yönünde kanaat vardır. Bunu bu çalışma da teyit etmiştir. Çalışmaya
katılan erkeklere göre ‘Bir kadının önceliği evi olmalı, çalışma hayatı ondan
sonra gelmelidir’ kanaati dindar erkeklerde çok yüksek düzeydedir. Her 5 dindar
erkekten 4’ü, kadının önceliğinin evi olması çalışma hayatının ondan sonra
gelmesi kanaatindedirler. Üstelik bu kanaatlerinde kesinlik düzeyi de (kesinlikle
katılıyorum) oldukça yüksektir. Dindarlık düzeyi düştükçe bu kanaate katılım da
düşmektedir.2. Dindar erkeklerin yarıdan çoğuna göre kadının
çalışması hem eşi ile hem de çocukları ile ilişkisini olumsuz etkilemektedir.
Eşin ve çocuğun olumsuz etkilenmesi kıyaslandığında çocuk daha çok
etkilenmektedir. Dindar olmayan erkeklere gelince, onlar kadının çalışmasının
eşi ile ilişkiyi olumsuz etkilediği kanaatine sahip değiller. Ama çocuk ile
ilişkiyi olumsuz etkilediği düşüncesindedirler. 3.
Kadınların çalışmasının kocaları ile ilişkisini olumsuz etkilediği görüşü
vardır. Bu görüşte çalışan kadının kocasından ev işlerinde destek ya da
paylaşım beklemesinden kaynaklanabilir. Zira toplumdaki geleneksel kodlarda,
kadın çalışsa da ev işleri onun sorumluluğunda olmalıdır. Erkeklerden her
grupta “Çalışan kadınların kocaları ev işlerinden eşit derecede sorumlu olmalı”
düşüncesine katılım oranı katılmama oranından daha yüksektir. Ancak çalışan
karı-koca arasında ev işlerinin eşit paylaşılması gerektiği düşüncesi dindar
olmayan erkeklerde dindar olanlarla kıyaslandığında çok daha yüksektir.
4.
Bu çalışma, kadının çalışması konusunda dindar olmayan erkeklerin dindar
erkeklere oranla daha pozitif bir algıya sahip olduğunu göstermektedir.
|