Yeni Dini Hareketlere Katılımının Psikolojik Nedenleri: Bireyin Arayışı mı Hareketin Başarısı mı?
Son yarım asırda, Yeni Dini Hareketlere dair psikolojik çalışmalar sadece psikoloji disiplininde değil aynı zamanda sosyoloji, dinler tarihi ve diğer dini çalışmalarda da belirgin bir şekilde bir artış göstermektedir. Günümüzde insanların, modern hayatın yabancılaştıran ve yolunu kaybettiren etkiler...
Main Authors: | , |
---|---|
Format: | Article |
Language: | Arabic |
Published: |
Atatürk University
2019-06-01
|
Series: | İlahiyat Tetkikleri Dergisi |
Subjects: | |
Online Access: | https://dergipark.org.tr/tr/pub/ilted/issue/46594/539805?publisher=atauni |
Summary: | Son yarım asırda, Yeni Dini Hareketlere dair
psikolojik çalışmalar sadece psikoloji disiplininde değil aynı zamanda
sosyoloji, dinler tarihi ve diğer dini çalışmalarda da belirgin bir şekilde bir
artış göstermektedir. Günümüzde insanların, modern hayatın yabancılaştıran ve yolunu
kaybettiren etkilerinden korunmak için bir ölçü arayışında olduğuna hükmedilir.
Bu bağlamda Yeni Dini Hareket (YDH) mensubiyeti ilk olarak, modern dünyada
hakikati yaşamak adına zamanı geri almaya dair bir arzuyu yansıtmaktadır.
İkinci olarak, bu aidiyet aynı zamanda kadim olan hakikati modern zamana
taşıyarak onu çağdaş ve seküler bir düzlemde eyleme/yaşama taşıma isteğini
ifade etmektedir. Bu noktada Yeni Dini Hareketler, moderniteye karşı bir
protesto şeklinde nitelenmektedir. Bu argümanın hedefinde kurumsallaşmış dinin
ve seküler yapının bireyin eliyle yapı bozuma uğratılması söz konusudur. Bu
durum ‘din’e yeninin ve modern bir sosyal yapı olan hareketin katılması; ‘yeni’
yani ‘seküler’ olana da dinin katılmasıyla gerçekleşmektedir. Bunun için de pek
çok Yeni Dini Hareket modern, anti-modern, hatta bazen post-modern unsurlarla
kaynaşır. Bunlar hem moderniteye uyum unsurlarını ve hem de ona direnmenin
unsurlarını içerirler. Yeni dini hareketler, oldukça çeşitli ve renkli bir
görünüm arz etmektedir. Bazıları teolojik olarak oldukça tutucu; bazıları
radikal bir biçimde yenilikçidir. Bir kısmı geleneksel dinler içerisinden
ortaya çıkarken diğer bir kısmı eklektik ve senkretik bir görünüm
sergilemektedir. Yeni Dini
Hareketlerin çoğunun hedef kitlesini 15-25 yaş arasındaki gençlerin
oluşturduğu bir vakıadır. Bu hareketlerin çoğunun hedef kitlesi gençler olduğu
için bu tür dini hareketler “gençlik dinleri/tarikatları” olarak da
tanımlanmaktadır. YDH’lere katılmak, sadece Yeni Dini Hareketlerin
stratejik başarısı mı? Yoksa bireyin modern çağda hayat tarzının kendisine
sunduğu imkân mı? Ya da arayışının karşılık bulduğu anlam alanı mı? Müptelası
olmaktan kendisini alamadığı kavurucu bir kısır döngü mü? Bu bağlamda genel
olarak yeni bir dini harekete katılımın birey bağlamında muhtemel temel
nedenleri olarak şu unsurlar aktarılmaktadır: Yoksunluk (mahrumiyet),
yabancılaşma, dinî meselelerle kafası meşgul olma temayülü, kişinin kendi
şahsiyeti hakkındaki kararsızlığı ve şahsî bunalım tecrübesi. Birey “evsiz zihin” (homeless mind) modunda bir yaşam tecrübe etmektedir.
“Evsiz zihin” yaklaşımında birey modernleşme ile varlığı artık eskiden olduğu
gibi kutsal değil, seküler bir şekilde algılamaktadır. Bu süreci yaşayan Batı
düşüncesinde varlık ve hayat “rasyonel
olarak anlaşılabilir” görülmekte, ama büyük problemlerle karşılaşıldığı
zaman Batı insanı kendini kozmosta ve toplumsal yaşantıda evsiz, barksız,
sığınaksız kalmış hissetmektedir. Yeni Dini Hareketler tam da bu hissin
karşılık bulduğu anlam alanına talip olmakta ve bu hissi doyurma iddiasında
bireyi karşılamaktadır. Bu çalışmada YDH’ler/psikoloji/kişilik ilişkisi betimleyici ve kısmen de
çözümleyici bir yaklaşımla ele alınmaya çalışılmaktadır. Modern insanın ontik
varlık niteliği, inanç eğiliminin psikoloji bağlamında yorumlanmasını, ayrıca
anlama ve çözümleme etkinliğini önceleyen bir bakış geliştirmesini
gerektirmektedir. |
---|---|
ISSN: | 2458-7508 2602-3946 |