OSMANLI DEVLETİ’NDE PARA VAKIFLARININ MEŞRULUĞU TARTIŞMASI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Özet             Vakıf kelimesi bir mülkü kamunun menfaatine veya bir hayır işine devamlı olarak terketmek olarak ifade edilir. Para vakıfları ise bir gayrımenkul malın değil de belirli bir paranın vakfedilmesiyle oluşan vakıf türüdür. Bu vakıflarda para “mütevelli heyeti” olarak adlandırılan ilgil...

Full description

Bibliographic Details
Main Authors: Uğur SEZER, Sabri Can SANNAV
Format: Article
Language:Arabic
Published: Journal of Analytic Divinity 2018-06-01
Series:Journal of Analytic Divinity
Subjects:
Online Access:http://dergipark.org.tr/jad/issue/37273/423950?publisher=ozcangungor
Description
Summary:Özet             Vakıf kelimesi bir mülkü kamunun menfaatine veya bir hayır işine devamlı olarak terketmek olarak ifade edilir. Para vakıfları ise bir gayrımenkul malın değil de belirli bir paranın vakfedilmesiyle oluşan vakıf türüdür. Bu vakıflarda para “mütevelli heyeti” olarak adlandırılan ilgili sorumlu kişiler tarafından işletilir ve elde edilen kar vakfın kuruluş amacına göre harcanırdı. Osmanlılar döneminde ulema, kazaskerler ve şeyhülislamlardan bir kısmı nakit para vakıflarının caiz olduğunu savunurken yine bu tabakadan bazı kişiler de para vakıflarının caiz olmadığını açıklayan eserler meydana getirmişlerdi. Osmanlı Devleti’nin ünlü simaları olan Çivi-zâde Muhyiddin Efendi ve kendisiyle aynı görüşü savunan İmam Birgivi para vakıflarının caiz olmadığını savunurken diğer taraftan Ebussuud Efendi ve Sofyalı Bali Efendi gibi isimlerde para vakıflarının caiz olduğunu savunmuşlardı. Nihayetinde Ebussuud Efendi’nin görüşleri dönemin geçer görüşü olmuş ve bu konuda bazı yaklaşımlar ortaya konulmuştur. Para vakıfları, Osmanlı cemiyet yapısı içerisinde geçer görüş kazanmış ve bazı önemli görülen tartışmalara rağmen hem devletin hem de camiyetin olumlu yönde dikkatini çekmiştir. İşte burada yaptığımız çalışma bu konular üzerindeki tartışmaların hangi yönde seyrettiği ve ortaya bu konuda hangi problemlerin çıktığı üzerinedir.Abstract            The word endowment is expressed as the permanent abandonment of a property to the public interest or to a charitable work. ‘Cash wakif’ (charitable cash foundations) are the kind of foundation which are formed by the endowment of a certain money rather than an immovable property. In these foundations, the money is run by the responsible persons called “board of trustees” and the profits obtained are spent according to the purpose of the establishment of the foundation. During the Ottoman period, while some of the ulema (scholars), kadi-ul asker (religious judges of the army) and shaykh al-islam (scholars of the Islamic sciences) argued that cash wakifs were permissible, some people from this stratum also wrote works explaining that money foundations were not acceptable. Famous figures of the Ottoman Empire, Çivi-zâde Muhyiddin Efendi and his advocate of the same opinion Imam Birgivi, argued that cash wakifs were not permissible, while others such as Ebussuud Efendi and Sofyalı Bali Efendi had argued that cash wakifs were licit. Ultimately, Ebussuud Efendi’s views have been passed over as the prevailing opinion and some approaches have been put forward accordingly. Cash wakifs have gained a widespread acceptance within the Ottoman societal structure, and despite some noteworthy arguments, they attracted the positive attention of both the state and the community. The study we do here is about how the arguments on these topics were evolved and what problems have arisen in this regard.
ISSN:2602-3792