TÜRK EDEBİYATINDA ESMÂ-İ HÜSNÂ ŞERHLERİ VE İBN-İ ÎSÂ-YI SARUHÂNÎ'NİN ŞERH-İ ESMÂ-İ HÜSNÂ'SI
Orta-Asya'da Ahmed-i Yesevî ve Hakîm Süleyman Ata ile başladığı kabûl edilen dînî-tasavvufî Türk edebiyatı, Türklerin göçüp yerleşmesinden sonra Anadolu'da da kendini göstermiştir. Anadolu'ya gelen müslüman Türkler, tasavvufun buralarda da yayılmasını sağlamışlar ve kısa zamanda eski...
Main Author: | |
---|---|
Format: | Article |
Language: | Turkish |
Published: |
Cumhuriyet Üniversitesi
1998-12-01
|
Series: | Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi |
Subjects: | |
Online Access: | http://dergipark.gov.tr/cuifd/issue/4313/255707?publisher=cumhurilhyt |
Summary: | Orta-Asya'da Ahmed-i Yesevî ve Hakîm Süleyman Ata ile başladığı kabûl edilen dînî-tasavvufî Türk
edebiyatı, Türklerin göçüp yerleşmesinden sonra Anadolu'da da kendini göstermiştir. Anadolu'ya gelen
müslüman Türkler, tasavvufun buralarda da yayılmasını sağlamışlar ve kısa zamanda eski tarîkatlarının
tekkelerini ve çeşitli kollarını kurarak fethedilen her yere ulaştırmışlardır. Anadolu'daki bu gelişmelere
paralel olarak tekke edebiyatı da aynı şekilde gelişmiştir. Tekkelerde yetişen şâirler, kalabalık halk
topluluklarına hitabederek, sâde ve güzel bir dille şiir ve ilâhîler söylemişlerdir. Böylece Anadolu'da da,
zengin ve kuvvetli bir dînî tasavvufî edebiyet kurulmuştur. Bu edebiyatın Anadolu'da kuruluşunun öncüleri,
Orta-Asya'dan gelen dervişlerdir. Bunlar, Ahmed-i Yesevî'nin ve diğer Yesevî şâirlerin Türkçe şiir ve
ilâhîlerini de getirmişlerdir. Zamanla Anadolu'da da, Orta-Asya'dakilere benzer şâirler ortaya çıkmışlardır.
Bunların ilk temsilcileri Ahmed-i Fakîh (h. VII-VIII y.y./m. XIII-XIV. y.y.) Şeyyâd Hamza (h. VII/m. XIII.
y.y.) ve Yûnus Emre (öl.: 720/1320 ?) gibi sûfî şâirleri bu edebiyatımızın kuvvetli şâirledir. |
---|---|
ISSN: | 1301-1197 1304-9399 |