Summary: | Kentler kuruldukları dönemlerden beri doğal afetler, teknolojik afetler, iklim değişikliği, salgın hastalıklar, kaynak kıtlığı gibi sosyal, ekolojik ve ekonomik tehlikelerle karşı karşıyadır. Bu tehlikelerle başa çıkabilmek kentsel dirençliliği gerektirmektedir. Dolayısıyla kentler de tehlikelere karşı bölgesel ve küresel ölçekte önlemler alarak dirençlilik geliştirmeye başlamıştır. Günümüzde kentler hala öngörülemeyen tehlikelere karşı varlıklarını sürdürmeye çalışmaktadır. Bunların başında ise iklim değişikliği ve iklim değişikliği kaynaklı afetler yer almaktadır. Makale kapsamında kentsel dirençliliği konu alan tezler betimsel içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Tezlerin odaklandığı mekanlar; binalar, sokaklar, bahçeler, kamusal alanlar, yeşil alanlar, şehir içi sulak alanlar, kıyı bölgeleri, mahalleler, kahverengi alanlar, şehirler, terk edilmiş alanlar olarak kategorize edilmiştir. Bu odak mekanlar ile kentsel dirençlilik yaklaşımları, kentlerin nelere karşı dirençlilik geliştirdiği ve kentsel tehlikeler değerlendirilmiştir. Sonuçta kentsel dirençliliğin bina ölçeğinden şehir ölçeğine kadar farklı mekânsal potansiyeller barındıran disiplinler arası bir çalışma alanı olduğu ortaya çıkmıştır. Mimarlık disiplini özelinde kentsel dirençliliğin sağlanmasında etkili olabilecek kavramlar ve mekânsal yaklaşımlar hakkında öngörülerde bulunulmuştur.
|